Hatay’da sorunlar çığ gibi: Çok şey mi istiyoruz?
11 kenti vuran depremlerde acının merkezlerinden biriydi Hatay. Barınma, sağlık, psikoloji ve sosyal yaşam dahil pek çok alandaki sorunu Cumhuriyet’e anlatan yurttaşlar yetkililerden iki yıldır çözüm bekliyor.
6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler, 11 kentte büyük yıkıma yol açtı. Resmi rakamlara göre 50 binden fazla insan yaşamını yitirdi, 300 bini aşkın bina yıkıldı veya ağır hasar aldı. Geçen iki yılda sorunların çözümü bir yana yeni sorunlar ortaya çıktı.
Milyonlarca insanı etkileyen depremin ardından kamu adına atılan adımlar yetersiz kaldı. İki yılın ardından atılmayan adımlar dikkat çekerken kamu kaynaklarının deprem bölgesinde yeteri kadar kullanılmadığı ortaya çıktı. Cumhuriyet depremin en yoğun hissedildiği kentlerden Hatay’da yurttaşın nabzını tuttu. Demokratik kitle örgütü temsilcileri ise tabloyu gözler önüne seren verileri paylaştı.
HATAY’IN İKİ YÜZÜ
Depremde büyük yıkım yaşayan Hatay’da, 6 Şubat törenleri için asfaltlama ve peyzaj çalışmaları süren bölge ile yurttaşların yaşadığı bakımsız bölge iki ayrı Hatay oluşturdu.
‘NEREDEN BAKSAN MAĞDURİYET’
Depreme Antakya’daki evinde yakalanan S.K., ev hanımı, 45 yaşında. Üç kız, bir erkek çocuğu olan S.K., evlerinin ağır hasar alması nedeniyle ilk günlerde arabada, sonrasında aylarca kalabalık biçimde çadırda kaldıklarını söylüyor. Sonrasında bir yakınlarının eski evinde kiraya geçmek zorunda kalmışlar. Hak sahipliği çıkmış ancak ötesi gelmemiş. O yüzden bir yandan yıkılan binalarının olduğu arazide kendi imkânlarıyla ev yapmaya çalışıyorlar.
Deprem sonrası insani ilişkilerde de sarsıntı yaşanmış. “Dost sandığımız kişiler adeta canavara dönüşürken uzak sandığımız insanlar yardım eli uzattı” diyor S.K. Kadınların hijyen konusunda çok daha büyük sıkıntı çektiğini ve özel günlerinde şartların daha da ağırlaştığını belirten S.K., şunları söyledi: “İlk günden bugüne kadar yetkilileri yanımızda yeterince hissedemedik. Çocuklarımızın eğitim kaybı büyük oldu. Bir kızım sınava giremedi. Oğlum bir yıl kaybetti. Bugün sağlık, eğitim ve ulaşım hâlâ büyük sorun. Dün güvenle yürünen yollar bugün tekinsiz. Can güvenliklerinden endişe duyuyorum. Kaygılarımız sürekli tetikleniyor. Nereden baksan mağduriyet.”
‘PARAMIZ YETMEZSE!’
Bölgedeki en temel sorunların başında barınma var. Yalnızca Hatay’da en az 200 bin insan konteyner kentlerde yaşarken bu sayının deprem bölgesi genelinde 500 binden fazla olduğu düşünülüyor. İktidar ilk iki yılda verdiği konut sözünün gerisinde kalırken TOKİ’deki eve geçen yurttaşları ise başka bir belirsizlik bekliyor.
Hatay Gülderen TOKİ Konutları’ndaki evlerine üç ay önce geçtiklerini belirten B.Y., “TOKİ’den ev çıktı.Ttapu belgesi dedikleri iki belgeyi imzalattılar ancak ne kadar ve nasıl ödeneceğine ilişkin bilgi verilmedi. Belirsizliğin kendilerinde kaygı yarattığını belirten B.Y., sözlerine şöyle devam etti:
“İki yıl sonra ödenecek tutar belli olacak diyenler de var. Eğer ödenmesi istenen miktara gücümüz yetmezse ne olacak? Eğer belirlenecek tutarı ödeyemezsek, kaldığımız sürenin kira miktarını ödeyip çıkabilecekmişiz. Bu evler gerçekten bizim için mi yapılıyor, yoksa buradan da başka bir rant ile elimizden alınıp başkalarına mı verilecek. Her gün başka bir kaygı ve korku ile yaşamaktan çok yorulduk.”
‘100 BİN KİŞİNİN AİLE HEKİMİ YOK’
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Ali Kanatlı, 6 Şubat depremleri sonrası Hatay’daki sağlık hizmetleriyle ilgili yaşanan sıkıntıları şöyle sıraladı:
– Hatay’da 56 aile sağlık merkezi yıkıldı ancak yalnızca üçü yeniden yapıldı. Ayakta kalan sağlık merkezlerine ise depremin üzerinden iki yıl geçtikten sonra yıkım kararı alındı. Bu dönemde bazı merkezler konteynerlere taşındı. Depremde hayatını kaybeden aile hekimleri nedeniyle 40 bin kişi aile hekimsiz kaldı ve yaklaşık 100 bin kişinin aile hekimi bulunmuyor. Birinci basamaktaki sağlık hizmetlerinin zayıf olması, ikinci ve üçüncü basamağı da olumsuz etkiledi. Yenidoğan yatak kapasiteleri ve yoğun bakım üniteleri de ciddi şekilde azaldı.
– Yoğun bakım yatak sayısındaki azalma nedeniyle, tedavi edilmesi gereken hastalar acil servislerde uzun süre beklemek zorunda kaldığı için ölüm oranları arttı.
– Depremden etkilenen 11 kentte sağlık personeli tükenmiş, motivasyon kaybı yaşamış ve psikolojik sorunlarla savaşıyor. n İki yıl sonra bile hâlâ konteynerlerde kalan sağlık çalışanları var.
– Taş ocakları ve beton santralları gibi inşaat faaliyetlerinin devam etmesiyle havada ciddi miktarda toz birikiyor. Bu toz, uzun vadede akciğer kanseri gibi hastalıklara da yol açabiliyor. Özellikle gençlerde kalp krizi vakalarında bir artış var.
‘NORMALE DÖNÜŞ HEMEN OLMALI’
Toplumsal umudun, deprem sonrası travmaya bağlı depresyon ve kaygı şikâyetlerini azaltacağına dikkat çeken psikolog Dr. Bora Küçükyazıcı, şu tespit ve önerilerde bulundu:
– Umut, kişinin geleceğe ilişkin yaşama tutunduğu ışıktır. Yaşanan acıların sorumluları adalet önünde hesap verdikçe, sisteme olan toplumsal inanç ve güzel günlerin geleceğine ilişkin umut artacaktır.
– Yaşam koşullarının olabilecek en kısa sürede iyileşmesi ve normalleşmesi gerekli. Sosyal uyumun normalleşmesi ancak iş yaşamı, eğitim koşulları, sağlık hizmetleri gibi faktörlerin işlevsel olması ile mümkün.
– Kültür, sanat ve spor faaliyetleri, konser ve organizasyonların hız kesmeden devamlılığı çok çok önemli.
– Toplumsal yasın unutulmaması ve unutturulmaması için yaşanan acıların dile getirildiği kültürel etkinliklerde film, müzik, kitap, öykü, sergi ve söyleşiler planlı şekilde organize edilmeli.
– Mahallelerde örgütlü olarak grup egzersizi spor yapılması ve yürüyüşler, insanların daha pozitif duygu durumda olmasına katkı sağlar.
‘YOL YOK, SU YOK, ALTYAPI VE İŞÇİLİK SIFIR’
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, yurttaşlardan gelen sorunları yetkilileri anlatmaya çalışırken çevre ve şehircilik bakanının “Evcilik oynuyorsunuz” dediğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Hatay’daki her bir yurttaşımızın seslerine ses olabilmek için zemin aradık, fakat gördük ki daha 24 Ocak’ta yapılan kurada Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum bize, partimize dedi ki: ‘Evcilik oynuyorsunuz.’ Ben size evcilik nasıl oynanırmış Hatay’da, anlatayım o zaman: 201 bin konut son kurada teslim edildi, Hatay’da ise 45 bin konut teslim edildi. Bu teslim edilen konutların yolu var mı, suyu var mı, altyapısı var mı? Yok, işçilik sıfır. Tüm illerdeki hak sahipliği sayısı ise AFAD’ın verilerine göre 439 bin 622. Gerçekçi olmak için bu sayıya, yerinde dönüşüm taleplerini de eklemek gerek. 100 bin 666’sı kentsel, 23 bin 28’i kırsal yapılar için toplam 123 bin 694 yerinde dönüşüm talebi alınmış. Böylece sıfırdan inşa edilecek veya yerinde dönüştürülecek yapı sayısı 563 bin 316. Bugüne kadar 201 bin yapının inşası ve teslimi tamamlandığına göre, geriye 361 bin 736 yapının kalıyor.”