Ankara büyürken Türkiye küçülüyor
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’ni açıklarken, rakamlar arasında kaybolan milyonlar değil, geçim derdine düşmüş milyonlar vardı.
Yılmaz, 2026 yılında bütçe gelirlerinin 16 trilyon 216 milyar TL, giderlerin ise 18 trilyon 929 milyar TL olacağını söyledi. Aradaki fark, yani 2 trilyon 713 milyar TL, “bütçe açığı” olarak tanımlandı.
Ama biz biliyoruz ki o açık, aslında garibanın sırtına yüklenen bir dağ demek.
Bütçede gelir kalemlerine baktığımızda tablo net:
KDV’den 3 trilyon 993 milyar TL,
gelir vergisinden 3 trilyon 517 milyar TL,
ÖTV’den 2 trilyon 532 milyar TL,
kurumlar vergisinden ise yalnızca 1 trilyon 613 milyar TL bekleniyor.
Yani toplamda 10 trilyon lira halktan, yalnızca 1.6 trilyon lira şirketlerden toplanacak. Ayrıca para cezaları da unutulmadı. MTV’den 138 milyar, para cezalarından 388 milyar 966 milyon TL gelir bekleniyor
Yine aynı hikâye: Zenginin kârı korunacak, garibanın cebine göz dikilecek.
Faize Bütçe, Yatırıma Süs
Bütçe kalemlerine biraz daha yakından bakalım:
Personel giderleri 5.5 trilyon, cari transferler 6.8 trilyon, faiz giderleri ise 2.7 trilyon lira.
Yani devletin her 100 lirasının 16 lirası faize gidiyor!
Gerçek yatırıma, üretime, istihdama ayrılan kısım ise sadece 1.2 trilyon TL.
Kısacası bu bir “faiz bütçesi”.
Yeni yollar, fabrikalar, tarım teşvikleri değil; bankaların ve yüklenici firmaların kasası dolacak.
Vatandaşa Yok, Saraya Var
2026’da asgari ücretliye artış yok.
Emekliye yok.
Taşerona, stajyere, çıraklara yok.
Ama Cumhurbaşkanlığı bütçesi yüzde 26 artışla 21 milyar 286 milyon liraya yükseliyor.
Bu yıl günlük harcama 46 milyon liraydı, gelecek yıl 58 milyon liraya çıkacak.
Yani bir günde, yüzlerce öğretmenin yıllık maaşı kadar para sarayda harcanacak.
“Bütçede en büyük pay eğitime ayrıldı” diyorlar.
Ama hangi vakıflara, hangi derneklere, hangi protokollere ne kadar pay ayrılacak belli değil.
Okulların sabun bile alamadığı bir düzende “en büyük pay eğitimde” sözü artık kimseye inandırıcı gelmiyor.
Üretim Kayboluyor, Gençlik Umutsuz
23 yılda 2.5 milyon hektar tarım arazisi kayboldu.
Tekstil sektörü Mısır’a taşındı.
İşsiz sayısı 12 milyonu aştı.
Kapanan şirketler 10 binleri buldu.
İhracatçı nefes alamıyor.
Ama hâlâ “İnsan odaklı bütçe” diyorlar. Hangi insanın odaklandığı ise meçhul.
Gerçek Bütçe, Gerçek Yatırım
Şimdi mecliste bütçe maratonu başlayacak.
Temennimiz o ki, milletvekillerimiz bu kez sadece parti talimatına değil, memleketin sesine kulak versin.
Mesela Güney Çevre Yolu projesi için bütçeye ödenek eklesinler.
Şebinkarahisar–Kelkit Vadisi’nden Erzincan ana yoluna uzanacak bağlantı yapılırsa, 85 kilometrelik dolambaçlı yol yerine 60 kilometrelik bir kazanç sağlanacak.
Bu yalnızca bir yol değil, Karadeniz’in limanını, Anadolu’nun kalbine bağlayacak bir kalkınma hamlesidir.
Gerçek yatırım budur.
Ankara Küçülmeden Türkiye Büyümez
Türkiye’nin en büyük sorunu, üretim eksikliği değil, şatafat ve savurganlık.
“Kamu harcamaları” dedikleri şey, aslında vatandaşın cebinden çıkan Ankara’nın masrafları.
Faiz ödemeleri, lüks binalar, şoförlü araçlar, özel uçaklar…
Her yıl büyüyen Ankara, küçülen Türkiye demek.
Bu kafayla, bu bütçeyle vergi yetişmez.
Ankara küçülmeden, Türkiye büyümez.
- Çay memleketinin kahveye teslim oluşu - 6 Aralık 2025
- Papa 14. Leo Türkiye’de! - 29 Kasım 2025
- İtalya’da Maccabi Tel Aviv’e protesto - 21 Kasım 2025
- Mülakatın kefesi eğilmişse devletin terazisi de bozulur - 9 Kasım 2025
- Uzun yaşamak suç mu oldu? - 27 Ekim 2025
- Ankara büyürken Türkiye küçülüyor - 17 Ekim 2025
- Memur yoksulluğa, emekli açlığa terk edildi - 1 Ekim 2025
- Borcun gölgesinde büyüyen yoksulluk: Bu mu kalkınma? - 28 Eylül 2025
- Türkiye’de ulaştırmanın geleceği: yol mu, ray mı? - 15 Eylül 2025
- Eğitimde Fırsat Eşitliği: Aynı Ayakkabıyla Koşabilmek - 8 Eylül 2025
