Hong Kong’dan nitelikli iş gücü hamlesi
Lee, bugün Yasama Konseyi’nde yaptığı 2 saat 45 dakikalık konuşmada hükümetin taslak programının detaylarını parlamento üyeleriyle paylaştı …
Lee, bugün Yasama Konseyi’nde yaptığı 2 saat 45 dakikalık konuşmada hükümetin taslak programının detaylarını parlamento üyeleriyle paylaştı.
Yeni dönemde Hong Kong’un küresel finans merkezi olarak rolünü geliştirmeye ve cazibesini arttırmaya odaklanacaklarını ifade eden Lee, ana kara ile enformasyon ve teknoloji alanındaki entegrasyonu arttırmaya yönelik projelere öncelik vereceklerini açıkladı.
Nitelikli iş gücünü çekme
Kovid-19 nedeniyle son 2 yılda kentin iş gücünün 140 bin azaldığına dikkati çeken Lee, yurt dışındaki ve Çin ana karasındaki nitelikli iş gücünü kente çekmek için tedbirler alacaklarını belirtti.
Lee, bu kapsamda dünyanın en iyi 100 üniversitesinin mezunlarına iki yıllık vize vereceklerini, Hong Kong firmalarına yabancıları işe alma kolaylığı sağlayacaklarını, çalışma vizelerinin süresini üç yıla çıkaracaklarını, yabancı mülk sahiplerinin ilave pul vergisi ödemelerini iade edeceklerini ifade etti.
Şahıslar dışında yurt dışındaki işletmeleri de Hong Kong’a çekmek için girişimlerde bulunacaklarını kaydeden Lee, “Hong Kong dünyanın en rekabetçi ekonomilerinden biri ve ana karayı küresel piyasalara bağlayan önemli bir köprü. Girişimleri ve yetenekleri çekmek için daha etkin çaba göstermeliyiz.” dedi.
5 yılda 72 bin yeni konut
Lee kentteki konut sorununu çözmek için gelecek 5 yılda 30 bin yeni ucuz konut inşa edeceklerini açıkladı.
Hazineye ait arazileri iskana açarak konut arzını yılda yüzde 50’den fazla arttırmayı hedeflediklerini vurgulayan Lee, 5 yılda en az 72 bin yeni konut yapmayı hedeflediklerini bildirdi.
Kamu yönetiminde “ulusal güvenlik” şartı
Lee, Hong Kong’un “tek ülke, iki sistem” anlayışı çerçevesinde Çin’in ulusal egemenliğini ve güvenliğini korumakla yükümlü olduklarını belirterek, Kamu Hizmeti Yasası’nda yapacakları değişiklikle kamu görevlilerinin, “ulusal egemenlik ve güvenlik konusunda güçlü farkındalığa sahip olma” şartı getireceklerini belirtti.
Hong Kong lideri, “Kaostan kurtulup düzeni tesis etmiş bir bölge olarak tehditlere ve tehlikelere karşı dikkatli olmalı, en kötü ihtimali göz önünde tutmalıyız. Yeniden ortaya çıkabilecek tehditlere karşı ulusal egemenliği, güvenliği ve kalkınma çıkarlarını korumalıyız.” ifadelerini kullandı.
Ana kara ile IT entegrasyonu
Hong Kong’un ulusal kalkınmaya daha fazla katkı sağlaması gerektiğini vurgulayan Lee, ana karadaki komşu Şıncın kenti ile sınırda kurulması planlanan Hong Kong-Şıncın İnovasyon ve Teknoloji Parkı’nın enformasyon ve teknoloji (IT) alanında entegrasyon için köprü görevi göreceğine işaret etti.
Lee, eski Baş Yönetici Carrie Lam’ın geçen yılki hükümet programında duyurduğu, Hong Kong ile Şıncın kenti arasındaki dağlık, bataklık alanlar ve doğa parklarından oluşan New Territories ilçesinde kurulacak Kuzey Metropolü’nün “yeni uluslararası IT şehri” olmasını hedeflediklerini belirtti.
Kent nüfusu 2 yılda yaklaşık 200 bin azalmıştı
Hong Kong Nüfus ve İstatistik Dairesi verilerine göre, 2020 yılı ortası ile 2022 yılı ortası arasındaki 24 ayda kent nüfusu, yaklaşık 200 bin azalmıştı. Büyük bölümü kenti terk edenlerden kaynaklanan azalma şimdiye dek görülen en büyük düşüş olmuştu.
Hong Kong’da Haziran 2019’da başlayan ve yıl sonuna kadar devam eden hükümet karşıtı protestoların ardından Haziran 2020’de çıkarılan Ulusal Güvenlik Yasası ile çok sayıda demokrasi yanlısı muhalif soruşturmaya uğramış ve tutuklanmıştı.
Yasanın yürürlüğe girmesinin ardından İngiltere, Kanada ve Avustralya Hong Konglu sığınmacılara vize, oturum izni ve vatandaşlık olanakları sağlamıştı.
Öte yandan, son iki yılda kentte Kovid-19 salgını nedeniyle uygulanan seyahat kısıtlamalarının sürmesi ve Omicron varyantının tetiklediği salgınlar nedeniyle yeniden uygulamaya konulan karantina tedbirleri, oturum izni sahibi çok sayıda yabancının kentten ayrılmasına yol açmıştı.
Hong Kong’un statüsü
Hong Kong, 1898’de imzalanan “kira sözleşmesi” ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997’de Çin’e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong’a 2047’ye kadar, 50 yıl boyunca basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin’e bağlı olmasına rağmen kendisine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin’e bağlı olduğu bu yönetim modeli, “tek ülke, iki sistem” olarak adlandırılıyor.
Pekin yönetimi, son yıllarda Ulusal Güvenlik Yasası gibi yasal değişikliklerle bölgenin özerk yönetim yapısını aşındırdığına yönelik eleştirilerin hedefi oluyor.