Aldatılıyoruz!
ALDATILIYORUZ!
YALAN KONUŞUYORLAR!
ÖCALAN SERBEST BIRAKILABİLİR!
Terörsüz bir Türkiye için yola çıkmışlar, ülkeye barış ve kardeşlik gelecekmiş! Sen onu benim külahıma anlat. Ufak ufak at da civcivler de yesinler.
Ne acıdır ki;
Birilerine göre barış ve kardeşliğin gerçekleşmesi, terörsüz bir Türkiye, anaların ağlamaması, 40 Bin kişinin katili olan İmralı cânisinin iki dudağı arasındaymış.
İmralı canisinin iki dudağı arasından çıksa çıksa, Türk askerinin, kundaktaki bebeğin ve masum insanlarımızın ÖLÜM EMRİ çıkar.
ERDOĞAN- BAHÇELİ İKİLİSİ!
Bu ikili, bir üst aklın projesi olan BOP’un Türkiye’ye vermek istediği şeklin hayata geçmesi için 7- 24 mesâi başındalar.
Öcalan’ın affı pek yakındır.
Öcalan, ileride muteber adam olup bir partinin başına geçerse şaşmamak gerek.
Bir diğer taraftan;
Her gün ve her akşam televizyon ekranlarına tüneyen Türk düşmanı kripto baykuşlar tarafından câni Öcalan’ı parlatma seansları olanca hızıyla devam ederken, ZAFER ve İYİ PARTİNİN haricinde ki tüm partiler ve Genel Başkanları ya direk, ya da dolaylı olarak kaldırım ustalığına soyunarak bölünmeye giden yolun parke taşlarını döşemekteler.
Ahmet Davutoğlu- Ali Babacan- Fatih Erbakan üçlüsüne güvenmek ne kadar büyük hata ise, Özgür Özel’i ciddiye almak da aynı büyüklükte bir hatadır.
Türk milleti Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’na karşı çok dikkatli olmalıdır. İşte size bu ikilinin sicil defterlerinden birer sabıkaları.
ABDULLAH GÜL;
20 bin dolara vatandaşlık satmak istemişti.
Vatandaşlık kimlere satılacaktı?
Tabii ki Ermenilere satılacaktı!
AHMET DAVUTOĞLU;
Ankara Palas’ta düzenlenen yemekte, “20. yüzyılın ilk yarısında yaşanan kırılmalar dolayısıyla Türkiye’den yurt dışına giden hangi kökenden olursa olsun tarihdaşlarımız, vatandaşlarımız, ne zaman yurt dışına gitsem onları Türkiye’ye davet ederim (Ermeni ve Rumları). Bu 1915 olayları dolayısıyla da olsa, 6-7 Eylül olayları dolayısıyla da olsa, hangi gerekçeyle olursa olsun onların dönüp baktıkları bir kaynak olarak Türkiye’nin her zaman onlar için aidiyet bilincinin hissedildiği bir yer olarak görülmesine önem veririm… Onlar bizim diasporamızdır, hiçbir şekilde yabancı diaspora değil. Hepsiyle görüşmek, konuşmak, bizim geleceğimizi inşa etmemiz bakımından elzemdir” diye konuşmuştu.
TÜRK DEVLETİNİN TEK SAHİBİ ÜLKÜCÜLER KALDI.
Ne hazindir ki, elli ve üstü yaşlarındaki kuşağın hâricinde (istisnalar olabilir) geriden ülkücü- Türk milliyetçisi- Dava adamı- Vatana adanmış can gelmiyor artık, çünkü Türkeş’ten sonra ülkü ocakları yavaş yavaş ve çok sinsice bitirildi.
Çünkü ülkü Ocakları bitirilmeden bu vatanda itler, çakallar, devlet düşmanı kriptolar bu kadar rahat at oynatamazlardı.
Çok karanlık günlerin arifesindeyiz.
Irzımız, namusumuz ayaklar altında kalacak.
Memleketin bütün kaleleri fiilen işgâl edilmiş.
Türk’ten intikam almak için tüm hazırlıklar tamamlanmış.
Hal böyleyken;
Türk uykuda.
Türk uyuşturulmuş.
Türk’ü temsilen ortalıkta gezinen siyâsiler birer şarlatan.
Çok iyidir dediğimiz arkadaşlarımız birer lider, birer parti dalkavuğu olup çıkmışlar.
”Ne yapmalıyız?” sorusunun cevabı hem çok kolay, hem de çok zor.
Allah yar ve yardımcımız olsun inşallah.
- Aldatılıyoruz! - 9 Ocak 2025
- Vatan elden giderken susmak - 29 Eylül 2024