Avrupa Parlamentosu seçimleri: ‘İki yapay kampa hapsoldu’
Avrupa Parlamentosu seçim sonuçlarını İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Doç. Dr. Damla Cihangir Tetik ve İlerici Enternasyonal Genel Koordinatörü David Adler Cumhuriyet’e değerlendirdi.
Ukrayna Savaşı, ekonomik krizler, göç olgusu, iklim krizi gibi birçok krizin yaşandığına dikkat çeken Doç. Dr. Damla Cihangir Tetik, ilk kez AP’de bu kadar Avrupa Birliği (AB) karşıtı sağ popülistin yer alacağını kaydetti.
‘AB İLK KEZ BU DERECE SİYASİLEŞTİ’
Ana akım merkez partilerin var olmaya devam edeceğini söyleyen Tetik, “Aşırı sağın yükselişiyle merkez siyasette dönüşüm yaşanabilir. Merkez, sağa kayabilir” yorumunu yaptı.
AB’nin ilk kez bu derece siyasileştiğini belirten Tetik, yükselen aşırı sağın birlik gündeminde belirleyici olmasına karşı Avrupa Komisyonu gibi daha teknokratik kurumların burada denge görevi görebileceğini ifade etti.
Bu açıdan kurumlar arasında sürtüşme yaşanabileceğini de gündeme getirdi.
Tetik ayrıca “Demokrasi, hukukun üstünlüğü, yeşil politikalar gibi konularda küresel liderlik iddiasında bulunan AB’de aşırı sağın bu değerleri aşındırması durumunda blokun bu hedefinin meşruluğunun sorgulanabileceği” yorumunu yaptı.
Kıta siyasetindeki mevcut ikilemi Fransa üzerinden örneklendiren Adler ise şu değerlendirmede bulundu:
“Avrupa, ‘aşırı merkez’ ve radikal sağ olmak üzere iki siyasi kamp arasında sorunlu ve yapay bir ikileme hapsolmuş durumda. Fransa’daki tabloda bu durumu net bir şekilde görebiliyoruz. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron kendisini aşırı sağcı rakibi Marine Le Pen’in yıkıcı popülizmine karşı ‘Fransız demokrasisinin kurtarıcısı’ olarak sunuyor. Le Pen ise kendisini Macron’un teknokratik liberalizmine karşı ‘Fransız ulusuna şanını geri kazandıracak asi bir savaşçı’ olarak tanıtıyor. Bu dinamik AP seçimlerinde kendini gösterdi. Gerçekte, iklim ve enerjiden savaş ve barışa kadar Avrupa’nın çoklu krizlerine yönelik hakiki çözümlerden yoksun olan bu kampların her biri var olmak için diğerine ihtiyaç duyuyor.”