İnternet Gazete

CHP, ‘Yenidoğan’ skandalında adı geçen hastanenin önünde: ‘Sağlık Bakanı’nı atayan tek adamın istifa etmesi lazım’

SGK’dan günlük 8 bin lira alabilmek için bebekleri yoğun bakımda tutarak ölümlerine neden olan “yenidoğan çetesi” soruşturması devam ediyor.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 22’si tutuklu 47 şüphelinin yer aldığı “yenidoğan çetesi” iddianamesinde, “malen sorumlu” sıfatıyla yer alan 19 özel hastaneyle ilgili Sağlık Bakanlığı’nın da incelemesi devam ediyor. Soruşturmada adı geçen Özel Avcılar Hastanesi Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar, Özel Silivri Kolan Hastanesi Hastanesi’nin ruhsatları iptal edildi.

CHP Genel Başkan Yardımcıları Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz ve Gamze Taşcıer, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, milletvekilleri ve partilerin bağışlanması, Esenyurt Reyap Hastanesi önünde “yenidoğan çetesi”ne ilişkin açıklama yaptı.

Özgür Çelik, şunları söyledi:

“SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”

“Milletvekilimizle, gençlik kolu başkanlarımız ve partililerimizle Türkiye’de kamuoyunu derinden sarsan sağlık çetelerinin faaliyetlerine yönelik basın danışma yapmak üzere hastanelerden bir tanesininyiz. Ne yazık ki Türkiye’de her gün yeni bir gösteri verici haberle uyanıyoruz. Bir gün sokaklarda suç çetelerinin katliamlara uyanıyoruz Başka bir gün kadınların katledildiği bir gün uyanıyor.Başka bir gün sokaklarının canlı katlandığı başka bir gün uyanıyor.Bugün de yeni doğan bebeklerin çeteleri tarafından katledildiği haberler Türkiye’de devam ediyor. olayda sorumluların en üst düzeyde cezalandırılmasının Cumhuriyet Halk Partisi olarak sonuna kadar takipçisi olacaksınız.

“GENEL BAŞKANIMIZ BU KONU İLE İLGİLİ 10 KİŞİLİK BİR HEYET OLUŞTURDU”

Genel Başkanımız Özgür Özel bu faaliyetleri gerçekleştiren suç çetesiyle ilgili genel merkezimizden, genel başkan yardımcılarından ve milletvekillerimizden oluşan 10 kişilik bir heyet oluşturuldu. O 10 kişilik heyet hakkında çok detaylı bir çalışma yürütüyor. Şu anda 10 kişilik heyetimizden iki genel başkan yardımcımız Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Gamze Taşçıer burada. Sağlık Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkanımız Yardımcımız Zeliha Aksaz Şahbaz burada. Biraz sonra konuya yönelik basın açıklamasını Cumhuriyet Halk Partisi adına partimiz adına gerçekleştirecekler. Son olarak şunu ifade etmek isterim. Bu yaşanan olay Türkiye’deki sağlık sisteminin çöküntüye durumunun en önemli göstergelerinden bir tanesidir. Bu problem gün boyunca üretilen ticarileşen sağlık sisteminin dalgalanmalarının göstergelerinden bir tanesidir. Bu mesele hastayı bir hasta değil, müşteri olarak gören ticarileştirilmiş sağlık sistemi göstergelerinden bir tanesidir. Cumhuriyet Halk Partisi bu sistemin karşısında kamucu, halkçı, özgürlükçü bir sağlık sistemi sonuna kadar savunucusu olacaktır. Ve ortaya çıkan bu bölgedeki ilgili sorumluların en üst düzeyde ceza alması için ve bütün sorumluların tespit edilmesi, yargılanması için gerekli mücadeleyi Cumhuriyet Halk Partisi gerçekleştirecektir.”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz ise şöyle konuştu;

“SAĞLIK SİSTEMİ KAR AMACI GÜDEN TİCARİ BİR YAPILANMAYA DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR”

“Bugün burada acı bir olayı takip etmek üzere bir aradayız. 2023 yılında CİMER’e yapılan bir ihbarla birlikte Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı bir soruşturmada 10 bebeğimizin hayatını kaybettiği ve bir çetenin özel hastanelerin, yeni doğan yoğun bakımlarını satın alarak, kiralayarak maddi kazanç sağlamak amacıyla ve iş birliği içinde uygunsuz tedavilerle yetersiz donanımla ve ehil olmayan, Yetkili olmayan kişilerin verdiği sağlık hizmetiyle 10 bebeğimizin hayatı kaybedildi ve bunun yanında çok sayıda bebeklerimizin de ayrıldığı, kaybedildiği aşamada bir soruşturma başlatıldı. Bu soruşturmada özel hastanelerin yoğun bakımlarının, bebek yoğun, kardeş yoğun bakımlarının özel hastaneler yönetimine aykırı bir şekilde bir şirket kuran çeteye kiraya verildiği, yüksek gelir vaadiyle ve bunun sonucunda da bu yeni doğan yoğun bakımlarının bu çetenin birimleri tarafından işletildiği, 112 acil servisinden bu hastanelere bebeklerin yönlendirildiği ve bunun sonucunda kamu getirisi sonuçlarının yanında bizi asıl ilgilendiren en masum canlarımız olan bebeklerimizin iyileşmesi ve hayatlarını kaybetmesi. Burada bebeklerimizin hayatları kaybedildi. Fakat bu olay sadece bununla sınırlı münferit bir olaydı? Yoksa bu sağlık sistemi bir yapının sonucu mudur? Sağlık kesintilerinin mi olacağıdır? Bunları sorguluyoruz. 2013 yılında başlayan sağlıkta dönüşüm programıyla birlikte sağlık bir ticari metaya dönüştürülmüş ve sağlık sistemi de bir ticari alanda bir kar amacı güden ticari bir yapılmaya dönüştürülmüştür. Bunun ortaya çıktığı son nokta da bebeklerimizin hayatlarını kaybetmesidir. Fakat bu sadece bu olayla sınırlı değildir.

“ŞİMDİ DE SÖYLÜYORUZ; SAĞLIK, KAMUSAL BİR HİZMETTİR”

Bunun yanı sıra diğer sağlık hizmetlerinde bu kiralamalarla servislerin işletilmesiyle. Nelere mal olduğu şu anda kayıtlara geçmese de biz bunun halkımızın güvenliğinin tehdit eden bir halk sağlığı sorununa dönüşmesi bekleniyor. Onun için biz hep söyledik. Şimdi de söylüyoruz. Sağlık, kamusal bir hizmettir. Kamu payı verilmek zorundadır. Devletin aslı görevidir. Ve tüm halkımızın birleşmesi ve eşit sağlıklı hizmete sahip olacağı bir sağlık, kamunun bir sağlık sisteminin kurulması zorunludur. Buz dağının sadece görünen bir kısmıdır. Fakat bunun tüm altında sağlık sisteminin bir patlaması, bir ticarileşme ve bir çöküntüdür. Bu olayın arkasında sistem devam ediyor. Onun için biz tekrar sağlıkta kamucu bir bakış açısıyla yapısallaşmayı söylüyoruz. Ve burada şunu soruyoruz.

“BU OLAYIN SORUMLUSU SİSTEMİMİZİ ÖZELLEŞTİREREK TİCARİ META HALİNE GETİREN AKP’DİR”

2023 yılına kadar Sağlık Müdürlüğü tarafından Sağlık Bakanlığı tarafından hiçbir şey tespit edilmemiş midir? Bu CİMER raporuna kadar herhangi bir aksaklık bu sistem ve bu merkezi yönetim herhangi bir sorun görülmemiş mi? Bu CİMER ihbarıyla mı böyle bir şekilde dönüştü? Bunu sorguluyoruz. Sayın Sağlık Bakanlığı İstanbul İl Sağlık Müdürü’yken yaklaşık 2016’dan 2024 yılına kadar bu sağlık sistemi yönetilirken bu uygulamalardan haber yok mudur? Özel hastaneler yönetmeliğine aykırı bir şekilde yoğun bakım servisleri bir grup şirketler tarafından kiralanarak işletilirken Sayın Sağlık Müdürü’nün ve AKP’nin beslenmesinin, Sayın Sağlık Bakanlarının hiç rapor edilmediği? Bu olay sorumlusu şu anki Sağlık Bakanı’dır. Dönemin Sağlık Bakanı’dır ve sağlık sistemimizi özelleştirerek ticari meta haline getiren AKP’dir. AKP’nin dönüşümcülüğü, kişiselleştirmeciliği, sağlık politikalarıdır.

“HEPİMİZİN NİTELİKLİ ULAŞILABİLİR SAĞLIK HİZMETİNE İHTİYACI VARDIR”

Ben tüm bu yaşananlar hepimizin gibi çok büyük bir üzüntüye bürünür. Hepimizin üzüntüsü. Bir anne olarak, bir hekim olarak ve bir kadın doğum hekimi olarak konaklamayı evde ilk odada dinleyen bir hekim olarak bebeklerimizin en iyi şekilde tedavi edilmeye, standart bir şekilde tedavi edilmeye ihtiyaçları vardır. Toplamanın ayrıştırılması sağlık hizmetine ihtiyacı vardır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu sistemi kamuya açık bir şekilde tekrar kurmaya söz veriyoruz. Ve Genel Başkanımızın söylediği gibi bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer de şunları ifade etti:

“NEDEN GÖZ GÖRE GÖRE GELEN BU CİNAYETE DEVLETİ YÖNETENLER SES ÇIKARTMADI MI?

“Hepimizi derinden sarsan, kanımızı donduran, hatta insanlığımızdan utandıran bir olayla karşı karşıyayız. Türkiye çetelerinin racon kestiği, devleti tehdit ettiği, savcıları tehdit etmesi cesareti gösterdiği ve insan hayatındaa meydanda okunan bir düzen haline getirildi. Türkiye’de çetelerini gördük, çetelerini gördük Türkiye’de ilk kez yeni doğan çetelerini gördük. Yapılan sahtekarlık aleniydi. Ancak bütün bunlar üzerinden bir buket yıl saklanmasına rağmen ne hikmetse kamu görevlileri, bakanlıklar tek bir işlem dahi yapma ihtiyacını hissetmemiş.Peki neden göze göre gelen bu cinayete kadar devleti idam edenler sesdi?

“HİÇ Mİ SUÇU YOK?”

Türkiye ne yazık ki her alanda güven duygusunun azaldığı bir süreçle karşı karşıya. Hiçbirimiz kendimizi evde, sokakta, kaçak, hatta uzakta güvenli bir yerdeyiz. Aslında bugün evlenmemiş çetesi vakası AKP’nin 20 yıllık ülkenin getirdiği çürümüşlüğün en vahim örneğidir. Peki bugün yaşanan bu olay sadece Çete Üyeleri olan bazı kötü insanların sorumluluğu mudur? Mesela bir yıl boyunca, bir buket yıl olayı boyunca bilmelerine rağmen denetimlerde sorunları tespit etmelerine rağmen CİMER’den şikayet gelene kadar ya da bu olay kamuoyuna mal edilene kadar tek bir açıklama yapmayın yapmayın hiç mi suçu yok? O dönemin İl Sağlık Müdürü olan bugün Sağlık Bakanı’nın hiç mi suçu yok? Uyarılar yapılmasına rağmen Sağlık Bakanı’nın kendi ifadesinde biz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bu durumun bildirilmesine rağmen tek bir kalem oynatmayan Çalışma Bakanı’nın hiç mi suçu yok? O dönem Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın hiç suçu yok mu?

“20 YILLIK AK PARTİ İKTİDARININ HİÇ Mİ SUÇU YOK?”

Peki sağlık sistemini özelleştirmeen sağlık sistemini metalaştıran kamusal denetimleri yoğunlaştıran, kamu yönetimini liyakatsizleştiren. Odaklı sağlık politikalarını, sağlıkta dönüşüm adı altında yutturanların eğitimi, sağlığı, yönetimi ve temel birimi özelleştirmelerin hiç mi suçu yok. Bakın bugün kamudaki yoğun bakım sayıları özeldeki yoğun bakım süreleri boyunca. Hastaları özel sektöre teşvik eden, sağlığı kamulaştıran 20 yıllık AK Parti iktidarının hiç mi suçu yok? Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konu içinde kim varsa görevi, konumu, makamı ne olursa olsun en ağır cezayı almak için genellikle gelene kadar.

“BU ÜLKEDE ÇOCUKLARIMIZ ÜZERİNE, KADINLARIMIZ ÜZERİNE BİR DUVAR ÖRÜLÜYOR”

Bu bölgelerdeki bitkiler üzerine, kadınlarımızın üzerine bir duvar örülüyor. Biz burada bu ülkelere yönetimlere sesleniyoruz. Bu parçayı yerinden çıkarın. Kimin altında kayıtlı kalsın. Yeter ki yetişsin, kadınlarımız yaşasın, gençlerimiz yaşasın. Bir çağrıyı da Adalet Bakanına, Sağlık Bakanına ve Çalışma Bakanına yapmak istiyorum. Bir kez vicdanınızla hareket edin. Bir kez onurunuzla hareket edemediğiniz ve yapamadığınız, yönettiğiniz süreçten vazgeçmenizle ödüllendirin. Elbette ki onların istifası yetersizliği. Bu bakanları kim atadı? Sağlık Bakanını, Adalet Bakanını, Çalışma Bakanını atayan tek adamın istifa etmesi gerekiyor. Bütün bu yaşananların sorumlusu bu ülkenin yönetimi bütün kararları, liyakatsızlığı, adam kayırmacılığı kolay para kazanmayı bu gelenek haline gelmeyen çalışan toplumsal büyümenin sorumlusu olan AK Parti iktidarı ve onun Genel Başkanıdır.

“ENSELERİNDE BİZİ HİSSETMEYE DEVAM EDECEKLER”

Biz algı yönetimlerine karşı kamuoyunda farklı yönlendirme algıyı başka yöne çekmek isteyenlere karşı dimdik bir şekilde her konuda olduğu gibi şunu ifade etmeye devam ediyorlar. Kim olursa olsun, bu sorumluluğun arkasında kim varsa bulunacağını ama bu ülkelerin adaleti yeniden tesis edene kadar bu ülkelerin toplumun devlete olan güvenini yeniden tesis edene kadar liyakatçi karşılanmasına kadar, kamucu anlayışı yeniden hayata geçirene kadar enselerinde bizi hissetmeye devam edecekler. Bu günün sonunda biz suçluların ortaya çıkması için süreci takip edeceğiz. Hem süreç hem de siyasi sorumluların bürokraside bu mesele içinde kim varsa bu kişileri cesaretlendiren, yargıda, bakanlıklarda, cesaret veren kim varsa eninde sonunda ortaya çıkması için de süreci takip edecek”.

Exit mobile version