Internet Gazete ATAK Ajans Internet Yayıncılık LLC kuruluşudur - 10 Mayıs 2025, Cumartesi
$ DOLAR → Alış: 38,55 / Satış: 38,70
€ EURO → Alış: 43,36 / Satış: 43,53

‘Çin’in uygulayacağı bir teknoloji yaptırımı, Batılı şirketleri kara kara düşünme noktasına getirebilir’

Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan’a göre ticaret savaşlarının sonucunda, Afrika ve Avrasya ortaklığı yeni bir güç merkezi olarak öne çıkabilir. ABD’nin de Çin’in de akıllı liderler tarafından yönetildiğine dikkat çeken Özcan, yaşanan gelişmelerin ticaretten de öte bir jeopolitik alan savaşı olduğunu vurguladı.

‘Çin’in uygulayacağı bir teknoloji yaptırımı, Batılı şirketleri kara kara düşünme noktasına getirebilir’
  • 18.04.2025
  • 132 kez okundu

ABD ve Çin arasındaki jeopolitik çekişmeyi, küresel ticaret savaşlarını, yükselişe geçebilecek yeni güç eksenlerini ve aktörlerin hamlelerinin arka planını, Kırıkkale Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden öğretim üyesi Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan ile konuştuk.

‘Amerikan şirketleri ne yapacak şimdi?’

ABD Başkanı Donald Trump’ın başlattığı ticaret savaşının 1800’ler doktrinlerine dayandığı değerlendirmesinde bulunan Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan, şunları kaydetti:

“Baktığımızda bir ticaret savaşı süreci görüyoruz ama ben arka planında bugünkü sürecin, 19. yüzyıl zihin dünyasının 21. yüzyıl versiyonu olduğunu düşünüyorum. Neden? Çünkü gerçekten bir jeopolitik değişim ve güçler dengesi değişimi var. Avrupa veya bildiğimiz anlamıyla Batı ve Transatlantik ilişkiler kendisi içinde değişmeye başladı. Bir yanda küresel sistemde de büyük bir değişim var. Bunu gerçekleştirirken sadece ticari ilişkiler değil, topraklar üstündeki değişimler, dünya savaşları dönemindeki gibi devletlerin yeraltı ve üstü zenginlikleri paylaşımı yapmaya yönelen bir değişim görüyoruz. Trump yönetimi bunu yapıyor. Günün sonunda şunu görüyoruz: Soğuk Savaş’ta iki kutuplu dünyayı gördük. 1991 sonrasında Batı’nın daha etkin olduğu, Amerikan hegemonyasını her anlamda gördüğümüz bir sistem gördük. 2007’de Vladimir Putin’in Münih’te yapmış olduğu konuşma hem Rusya hem de Çin’in küresel sistemde tek kutupluluğu kabul etmediğini gösterdi. 1990’larda da iki tarafın da uzlaştığı konu, çok kutupluluktu. Bence an itibarıyla buna giriş yapılmış durumda. Ama buna giriş yapılması, BRICS gibi daha yumuşak ilerleyişlerden ziyade, Trump’ın gelişiyle birlikte çok sert söylemler üzerinden ilerliyor. Bu da karşımıza bir Trumpizm etkisi çıkarıyor. Diğer aktörlerin de eli armut toplamıyor günün sonunda. Her devletin kendi çıkarı ve sistemi var. Hal böyle olunca da karşımıza çıkan yeni ilişkiler sisteminde, ulusal çıkarlar ön plana çıkıyor. Her devletin gücü ölçüsünde mücadele edebileceği alanlar belli. Bir yandan ABD’nin yüzde 200’lere varan gümrük vergileri var ve bunun karşısında çok iyi konumlanan bir Çin var. Çin, bugün küresel sistemde nadir toprak elementlerinde en önemli güç konumunda. Siz bunu karşınıza alırsanız, cep telefonlarından uydulara kadar her sistemi tehlikeye atarsınız. Gümrük vergisi savaşlarının tırmanışının sonu budur. Çin zaten birkaç tane kritik maden noktasında sınırlılık getirdi. Amerikan şirketleri ne yapacak şimdi? 2010’larda benzer bir süreç, Çin ve Japonya arasında yaşandı. Japon şirketler hemen bir yıllık stoklar yapmaya başladı madenler ve elementler konusunda. Amerika buna hazır mı? Değil. Karşılıklı bağımlılık noktasında hangi aktör diğerine daha çok bağımlı hale gelmiş durumda? Sorgulanması gerekiyor. 21. yüzyıl gerçekleriyle, 19. yüzyıl güç mücadelesi çok da verilebilecek gibi durmuyor.”

‘Bu rekabette hangi aktör elindekileri daha çabuk masaya koyacak?’

ABD Başkanı Donald Trump’ın elini yüksekten açmayı sevdiğini ve bu yolla pazarlık yapmayı tercih ettiğini belirten Doç. Dr. Özcan, diğer yandan Trump’ın dünyaya bakış açısında birçok ön koşul olduğunu da sözlerine ekledi. Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan’a göre ABD ve Çin arasındaki rekabette eli daha zayıf olan taraf, bunu belli edecek:

“Trump gerçekten akıllı bir insan. Geçmişine de baktığımızda, Amerika’da bu kadar fazla kendisini gösterebilen ender iş adamlarından birisi. Hem iş dünyasında, hem televizyon dünyasında hem de siyaset arenasında kendisini gösterdi ve çok fazla destekçisi var. Bu yaşananların Trump’ın kendi kişiliğiyle münhasır olduğunu düşünüyorum. Büyük güçlere ve liderlerine daha farklı bir yaklaşımı var. Bunu Zelenskiy ile çok net bir şekilde gösterdi. Hatta geçtiğimiz günlerde, Netanyahu’nun ziyaretinde de bunu gördük. Netanyahu, Türkiye hakkında şikayette bulunacakken orada Trump’ın daha otoriter ve sert yaklaşımını görmüş olduk. Trump’ın kendi zihin dünyasında kabul ettiği ön koşullar ve durumlar var. Dolayısıyla elini yükseltip en yüksekten başlıyor her şeye. Sonra yavaş yavaş vites düşürüyor. Burada da öyle yapmış olabilir. Peki Çin’i sistemden çıkarabilir mi? Bu düşündürücü. Bence bunun gerçekçi olmadığını kendisi de çevresindekiler de biliyordur. Fakat neticede an itibarıyla bir yola girdiler. Küresel ticareti ve sistemi değiştirmeye yönelik adımlar atıyorlar ve bu herkesi etkiliyor. Bizde de cep telefonu, bilgisayar var. Savunma sanayisinden bireysel telefonlara kadar her şeyi etkileyen bir sorun haline gelecek bu iktisadi savaş. Fakat bu tarihsel olarak ilk değil. Ben bunu biraz Napolyon’un kıta ablukasına benzetiyorum. İngiltere’yi yenemeyince kıta ablukası uyguluyor ama ne kadar başarılı oluyor? Ama günün sonunda kıta ablukası ne kadar başarılı oluyor? Fransız malları ne kadar tercih ediliyor? Sorgulamak lazım. ABD bugün küresel tüketimin yüzde 30’unu tek başına gerçekleştiriyor. Karşısındaki Çin ise en güçlü üretim ülkelerinden birisi. Çin başlı başına büyük bir fabrika. Aslında bu iki aktörün karşılıklı bağımlılığı çok fazla. Fakat Trump’ın mantığı şirket mantığı: ABD’yi merkeze getirip ticaret açığını yok etmek istiyor. En basitinden bugün Meloni ile yapacağı görüşmenin sonucuna ilişkin net bir şey söyleyemiyoruz. Meloni bugün İtalya için mi Avrupa Birliği için mi orada? Artık her aktör daha realist olmaya başladı. Trump bunu sağladı. Küresel sistemde Biden döneminde başlayan çatlaklar, Trump döneminde görünür hale geldi. Turnusol kağıdı etkisi yarattı. Devam eden ticaret savaşı ne kadar mantıklı olacak? Bunu da düşünmek gerekiyor. Bir yandan kendisini güçlendirmeye çalışan bir Trump var. Rusya ve Çin konusunda çok sert söylemleri yok. Çin’den telefon bekliyor ama hala bu olmadı. Sanırım bu hangi aktörün elinin daha güçsüz olduğuna bağlı olarak şekillenecek. Bu rekabette hangi aktör elindekileri daha çabuk masaya koyacak, bunu da görmek gerekiyor.”

‘Afro-Avrasya öne çıkabilir’

Yaşanan ticaret savaşları ve jeopolitik rekabet sonucunda yeni güç merkezlerinin öne çıkabileceğini ifade eden Doç. Dr. Özcan, Türkiye’nin sadece enerji için değil, ticari mallar için de bir köprü olabileceğini dile getirdi. Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan’a göre bu yaşanan süreç sonucunda Afrika ve Avrasya arasındaki bir ortaklık, dünyadaki dengeleri etkileyecek bir güç merkezine dönüşebilir:

“Ben aslında Amerika ile ayrışan bir Avrupa görüyorum. Çin ile daha fazla ortak noktada buluşabilirler. Ama bu ticaret savaşları bize bir şey gösterdi: Bu aynı zamanda bir kaynak ve teknoloji savaşı. Teknolji savaşının merkezinde olan güçler, ulusal rekabetlerini koruyabiliyor sistem içinde. DeepSeek piyasaya çıktığında, Amerika’daki durum ortadaydı. Her şey bir anda değişti. Bir yandan da nadir toprak elementleri ve mıknatısları öne çıkıyor. Bu mıknatıslar çok öne çıkıyor. Avrupa Birliği mesela yaptırımlar kapsamında Rusya’dan enerji alımına kısıtlama getirirken alternatif enerjiye yöneldi. Yenilenebilir enerji için bu mıknatıslara bağımlılık çok önemli hale geldi. Bugün küresel sistemde bu nadir elementleri işleme kapasitesinin yüzde 90’ı Çin’in elinde. Her devlet, elindeki koz nispetinde küresel sistemde gücünü gösteriyor. Bugün en basitinden bir arabanın üretimini ele alalım. Hammaddelerin her birinin tek ülkeden geldiğini nerede görüyoruz? Yok böyle bir şey. Üretimde yer alacak materyalleri ve hammaddeleri başka ülkelerden alıyorlar. Avrupa bu halde. ABD’de de buraya bakmak gerekiyor. Trump, şirketlerin Çin’den ABD’ye dönmesini istiyor. Amerika’ya gelmesi demek, maliyetlerin artması demek. Muhtemelen Çin yerine başka ülkelere yönelir bu şirketler. Çin’de bugün çok ünlü bir spor markasının ayakkabıları 5-10 dolara üretilip, 150-200 dolara kendisine alıcı buluyor. Şirket ABD’ye gittiği zaman fiyatlandırma değişecek. İşte Avrupa Birliği burada farklı bir yol takip edebilir. Ben bugün Meloni’nin Beyaz Saray ziyaretine önem veriyorum. Çünkü 2019’da Kuşak-Yol girişimine dahil oldu İtalya. 2023’te ani bir kararla çıktılar. 2024’te çıkışı tamamladılar. Şimdi geri dönüş olur mu? İtalya ve Avrupa, gümrük savaşlarında nasıl konumlanacak? Çin, alternatif pazarlara yöneliyor. Bu önemli. Türkiye belki burada öne çıkabilir. Türkiye üzerinden Avrupa’ya açılabilirler. Gümrük Birliği anlaşması kapsamında geçiş ülkesi olabiliriz. Hep enerji geçiş ülkesi olmaktan bahsediyoruz fakat düşünsenize; her bir materyalin, her bir mamülün ve hizmetin sunulup kıtalararası ilerleyişinde Türkiye merkez olabilir. Burada elektrikli araçlar belki ilk önce öne çıkacak.

Hiçbir aktör günümüz dünyasında vazgeçilmez değil. Hiçbir aktörün sistemde yüzde yüz gücü yok. ABD hapşırırsa evet sistemde grip salgını başlayabilir. Başladı da. Trump bunu gördü ve şimdi biraz vites düşürmeye çalışıyor. Bunu söylemesi bile ilk başta ABD’yi etkiledi. Birçok büyük şirket çok büyük kayıplarla karşılaştı. Askeri alandan ziyade kritik elementler konusunda çok merkezlilik paradigmasını tekrar okumak gerekiyor. Geçen yüzyılda petrol ve doğalgaz öne çıktı. An itibarıyla teknolojinin ihtiyaçları neyse, ona doğru evrilen bir çok kutupluluk yapısı var. Avrupa Birliği Ursula von der Leyen’in yeni aktörler açıklaması da önemli. ABD’den kopabilirler mi? En basitinden ABD’den LNG alıyorlar. Rusya’dan alamıyorlar. Yani her aktör daha rasyonel düşünmek zorunda. Biz hala Trump ile birlikte sistemde rasyonellikten uzaklaşma görüyoruz. Trump da plansız bir şekilde sistemi kaosa itecek bir aktör değil. Ben zeki bir aktör olduğunu düşünüyorum. İlk dönemde deneyimsizdi ama ikinci döneminde küresel sistemde yarıda bıraktığı her şeyi devam ettirdi. Kanada’dan Grönland’a kadar temel isteklerini öne koydu. Enerjiye ve nadir toprak elementlerine odaklandı. Sadece şirketleri geri çağırmıyor. Çin’in bu konudaki avantajını biliyor. Elementler ve madenler üzerinden bir savaş açıyor. Her aktör farklı dinamiklerle hareket ediyor. Avrupa Birliği bunun neresinde? Avrupa, darbe alan Transatlantik ilişkilerde kendisine alan edinmeye çalışıyor. Hangi tarafta olacak? Yoksa yeni bir merkez mi olacak? Avrupa bir merkez, Avrasya merkez, Amerika merkez. Yoksa Afro-Avrasya yeni sistemde yeni güç dengesini mi belirleyecek? Özellikle Antalya Diplomasi Forumu’nda bu Afro-Avrasya yaklaşımının güçlendiğini gördüm. Yakından takip edilmesi gerketiğini düşünüyorum.”

‘Çin’in uygulayacağı bir teknoloji yaptırımı, Batılı şirketleri kara kara düşünme noktasına getirebilir’

Küresel çapta bir savaşın Trump ve Çin gibi aktörler tarafından rasyonel bulunmayacağını dile getiren Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan, şu ifadeleri kullandı:

“Ben, ABD ve Çin arasında bir savaş çıkmayacağını umuyorum. Ama Biden dönemini hatırlarsak, dünyanın her yerinde savaşlar ve çatışmalar patlak verdi. Savaş lordlarını besleyen, savaş sanayisini besleyen bir durum karşımıza çıktı. Eğer bu bağlamda kendilerine bir alan yaratırlarsa ki dünya tarihi savaşlarla devam etmiştir, barış çok nadirdir, o vakit Amerika’yı bir savaşa sokmaya çalışabilirler. Ama bu rasyonel ve mantıklı nokta değil. Ben ortak bir noktada uzlaşılacağını düşünüyorum. Trump özellikle başa geldiği an itibarıyla sınırlarını çizdi. Yeniden bir jeopolitik dönüşüm ve paylaşım içerisindeyiz. Ama bu nereye evrilecek bilmiyoruz. Yarın Grönland konusunda çok kararlı bir Trump’ı, Rusya ve Çin destekler mi? Belki bunu sormak gerekiyor. Sanırım bunun cevabı biraz daha ilişkileri şekillendirecek. Avrupa açısından bu çok farklı şekilde okunacak noktada. Biz ABD-Çin gerilimi konuşuyoruz ama Grönland bağlamında Batı ittifakında neler olur? Ben savaş ihtimalini yüzde 15 gibi görüyorum. Uluslararası ilişkiler alanında hiçbir şey 0 veya 100 değil. Tabii hiçbir aktörün hibrit, konvansiyonel veya ticari savaşlar kapsamında süreci devam ettirmemesi daha tercih edilir olur. Ama hala daha büyük güçlerin çıkarları küresel sistemi belirliyor. ABD hala daha hegemon güç olarak sistemde. Amerika hapşırınca küresel sistemde her aktör grip oluyor. Ama bu küresel ticaret savaşı, Çin’in de arka planda elini güçlendiren bir alana dönüşüyor. Teknoloji dediğimizde sanırım Çin’in uygulayacağı ufak bir yaptırım, birçok Batılı şirketi kara kara düşünecek noktaya getirebilir. Küresel savaş artık toprak elementleri, madenler ve enerji odağında ilerliyor. Enerji yoksa hangi araç çalışacak? Rusya bunu gösterdi. Almanya’nın Volkswagen fabrikası bu konuda iyi bir örnek.”

Etiketler: / / / /

9 Mayıs günü vizyona giren filmler: Komedi, korku, animasyon ve romantizm sinemalarda
Komedi, korku, animasyon ve romantizmin iç içe geçtiği birbirinden farklı hikâyelerle sinema salonları bu Cuma günü dopdolu. Gerilimden kahkahaya, dostluktan...
Ali Saydam: ‘İletişimin tek amacı iknadır’
İletişim uzmanı ve yazar Ali Saydam, Radyo Sputnik’te yayınlanan Ali Çağatay’la Seyir Hali programına konuk oldu.
Oyuncu Burcu Biricik dolandırıcıların hedefi oldu
Ünlü oyuncu Burcu Biricik, adını ve fotoğraflarını kullanarak yatırım tavsiyesi verdiği iddiasıyla dolandırıcılık yapan kişilere karşı sosyal medya hesabından sert...
Ünlü sanatçı Kadir İnanır, Hülya Koçyiğit’in şirketine dava açtı
Türk sinemasının usta ismi Kadir İnanır, filmlerinin izinsiz yayınladığı iddiasıyla Hülya Koçyiğit ve Selim Soydan'a ait Gülşah Film'e dava açtı.
Çin’den İngiltere’ye ‘altından daha nadir’ Ay tozu geldi
Dünya'ya 50 yıl sonra getirilen ilk Ay taşı örnekleri Çin'den İngiltere'ye ulaştı. Bilim insanları, lazerlerle inceleyecekleri bu toz tanelerinde Ay'ın...
Bütün bir şehir aniden çalan sirenlerle ayakta, valilikten açıklama geldi: 1 ay boyunca sürecek panik yapmayın
Sakarya’da 7-30 Mayıs tarihleri arasında yapılacak ikaz ve alarm sistemi testleri kapsamında sirenler ve canlı anonslar duyulacak. Valilik, vatandaşların paniğe...
‘Bir felaket meydana gelmişse, biliniz ki bu felaket yalnızca maruz kalanların felaketidir’
TBMM Kartalkaya'daki Otel Yangınını Araştırma Komisyonu'nun çalışma süresi, araştırmaları üç ay içinde bitirilemediği için bir ay daha uzatıldı.
Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medya hesabına erişim engellendi
Ekrem İmamoğlu'nun X hesabı erişime engellendi.
Mardin’de maskeli 4 kişi gece saatlerinde bir evin kapısını balta ve çekiçle kırıp kaçtı
Mardin'in Kızıltepe ilçesinde kar maskeli 4 kişi bir evin kapısını çekiç, balta ve levye ile kırdı. yaşananlar güvenlik kamerasınca kaydedilirken,...
Türkiye güzeli İdil Bilgen Hindistan’a gitti: Bilgen, Miss World’e katılacak
Miss Turkey 2024 birincisi İdil Bilgen, Türkiye’yi temsil edeceği Miss World yarışması için Hindistan’a gitti. Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu...
Doğu Perinçek – Sırrı Süreyya Önder Görüşmesi: Neler konuşuldu?
Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tevfik Kadan, gazeteci Ceyhun Bozkurt'un hazırlayıp sunduğu Bölgenin Kalbi programında, 15 Nisan'da gerçekleşen Vatan Partisi...
Deprem korkusu ‘taşınmayı’ düşündürtüyor: Marmara bölgesinde her üç çalışandan biri gitmeyi istiyor
İstanbul ve çevresinde ikamet eden çalışanlar üzerinde gerçekleşen bir araştırmaya göre, çalışanların büyük bir kısmı deprem endişesiyle taşınmayı düşünüyor.
10 bin liraya oturduğu evden çıkmayan Kaya Çilingiroğlu için mahkeme kararını açıkladı
Etiler'de havuzlu sitede 10 bin kiraya oturan spor yorumcusu Kaya Çilingiroğlu'nun ev sahibiyle olan davasında mahkeme kararını verdi.
Özgür Özel’e saldırı organize bir eylem mi?
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'e, Sırrı Süreyya Önder'in cenaze töreni sonrasında saldırıda bulunan Selçuk Tengioğlu tutukladı.
HSK üyeliği için adaylar belli oldu: 3 katı aday belirlendi
TBMM Genel Kurulu'nun gelecek haftalarda seçeceği 5 HSK üyesi için adaylar belirlendi. Karma Komisyon seçilecek 5 üyenin üç katı adayı...
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ