Deri ve doku transferleri hayat kurtarıyor
Doku transferleri, yanıklar, travmalar ve cerrahi sonrası doku kayıplarını onararak hastaların yaşam kalitesini artırıyor. Doç. Dr. Özkan, deri ve doku transferlerinde kullanılan ileri teknikler ve yenilikçi yaklaşımlar hakkında bilgi verdi.
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Burak Özkan, deri ve doku transferlerinin özellikle yanıklar, kanser cerrahisi ve trafik kazaları sonrası oluşan doku kayıplarını onarmada hayati bir rol oynadığını vurguladı. Bu yöntemlerin yalnızca yara iyileşmesini hızlandırmakla kalmayıp hastaların yaşam kalitesini de artırdığını belirtti.
DERİ VE DOKU NAKLİ NELERİ KAPSAR?
Deri ve doku bütünlüğünün bozulduğu durumlarda uygulanan yöntemleri açıklayan Dr. Özkan, şunları söyledi:
“Yanıklar, travmalar veya kanser cerrahisi sonrası oluşan açıklıklar gibi durumlarda yaranın kapatılması için doku transferleri yapıyoruz. Yüzeysel bir deri eksikliği durumunda bacağın arka veya yan taraflarından alınan ince deri nakliyle bu açığı kapatabiliyoruz. Daha kalın ve etli bir dokuya ihtiyaç olduğunda, kemiğin ya da damarın yapısına göre uygun dokular seçiliyor. Bu seçim, ameliyatın türüne, yaranın büyüklüğüne ve cerrahın deneyimine göre değişiklik gösterebilir.”
MİKROCERRAHİ İLE YÜKSEK BAŞARI ORANI
Deri nakillerinin mikrocerrahi yöntemlerle de yapılabildiğini ifade eden Özkan, bu yöntemlerin daha karmaşık durumlarda kullanıldığını belirtti:
“Mikrocerrahi, deri ve damarların nakledilmesi gereken komplike durumlarda devreye giriyor. Bu yöntemde, öncelikle nakledilecek doku hazırlanıyor ve ardından damarlarla birleştiriliyor. Deneyimli ekiplerle bu tür ameliyatlarda başarı oranı oldukça yüksek. Genellikle yanık hastaları ya da derin doku onarımlarında bu yöntemi tercih ediyoruz.”
HIZLI İYİLEŞME VE YAŞAM KALİTESİNDE ARTIŞ
Doku transferlerinin iyileşme sürecini hızlandırdığını vurgulayan Özkan, şu bilgileri paylaştı:
“İnce deri nakillerinde pansuman süreçleri biraz daha uzun sürebiliyor. Bu dönemde dışarıdan nemlendiriciler kullanılması gerekiyor. Mikrocerrahi ile yapılan doku transferlerinde ise adaptasyon süresi genellikle bir hafta ile on gün arasında değişiyor. Ameliyatın büyüklüğüne bağlı olarak hastalar kısa sürede günlük yaşamlarına dönebiliyor.”
HER AMELİYATTA İZ KALABİLİR
Ameliyat sonrası izler hakkında da açıklamalarda bulunan Dr. Özkan, şunları söyledi:
“Hastaların iyileşme kapasitesine, yaranın büyüklüğüne ve konumuna bağlı olarak izler değişiklik gösterebilir. Görünür bölgelerdeki izler için hastalarımıza kremler ve güneş koruyucu ürünler öneriyoruz. Ancak deri bütünlüğünün bozulduğu durumlarda tamamen izsiz bir iyileşme mümkün değil. Özellikle kemik, damar ya da tendon gibi önemli yapıların açığa çıktığı durumlarda en kısa sürede doku transferi yaparak bu bölgeleri kapatmayı hedefliyoruz. Hastalarımıza yara onarımı için en uygun tedaviyi sunuyoruz.”