Eğitim Islahatı Teşebbüsü (ERG) siyaset analisti Özgenur Korlu, Türkiye’deki eğitim sistemine ait Cumhuriyet’e konuştu. Korlu, eğitim sisteminin hazırlanması için okulöncesi eğitimin 3-5 yaş için mecburi olması, 3 yaş altında düzenli bakım siyasetlerinin hareketleri, ikili eğitimin sonlandırılması, eğitimden erken ayrılmanın önüne geçilmesi, öğretmen eksiklikleri ve normların ortadan kaldırılması, okullar ortası muvaffakiyet ve izinlerin kesilmesi olduğunu söyledi.
BARİYERLER VAR
Türkiye’de temel yeterliliklerde hayatta aşılması gereken bariyerlerin bulunduğuna da dikkat eden Korlu, PISA’nın değerlendirdiği okuma, matematik ve fen bilgisinin hiçbirinde minimum düzeyde ulaşılamayan oranlarının yüzde 18.5 olduğu hatırlandı. Korlu, “Bu da neredeyse her beş öğrenciden birinin temel yeterliklere sahip olmadığı manasına geliyor. PISA genelinde hünerler ile temel yeterliliklerin ortasında beklenen güçlü bağ Türkiye’de daha güçlü. Örneğin, azim olarak toplumsal ve duygusal hünerlere ait olumlu öz değerlendirmelere sahip olmak için harcadığı zamanın en yüksek ortalamaya sahip olmaması” tabirlerini kullandı.
PISA 2022’deki tüm gösterilerde Japonya, Güney Kore, Tayvan ve Litvanya’nın sağlam eğitim sistemlerine sahip olduğunu kaydeden Korlu şöyle konuştu: “Bu ülkelerin ve en az bir görünümde güçlü olan eğitim verileri ortak özellikleri gösteren üç temel politikayı yaygın bir formda uyguladıklarını ifade eden Korlu, şöyle konuştu: göster. İlk afetlere hazırlık. İkincisi, bütünsel eğitim sistemine yönelik uygulamaların yaygın olması. Okulöncesi eğitimin yaygınlaştırılması, sınıfların tekrarı yerine listelerine yönelik dayanak programlarının seçenekleri, orta öğretimde alan seçimlerinin daha ileri yaşlarda eğitim alma biçiminde uygulamaların bu yeteneği. Son olarak ise olaylarına yanıt veren okul ortamları oluşturmanın düzenli olması.”
OKUL AİDİYETİ YOK
Türkiye’nin eğitim sürecinin acil işleyişinin iki temel sorununun öne çıktığını vurgulayan Özgenur Korlu bunları “Sosyoekonomik ekonomik durum eğitime tesirleri ve okul yardımları” olarak sıraladı. Korlu, “En alt gelir grubundaki ülkelerde bile OECD ortalamasından daha yüksek performans gösterdiğini görüyoruz. Lakin Türkiye’nin genel performansı OECD’nin altında kalıyor. Bunun temel nedeni Türkiye’de alt gelir kümelerinde çok fazla öğrenci olması. Türkiye’de 15. yılda yüzde 60’ı, yani 5 öğrenciden 3’ü, gelirlere göre payında birinci yahut ikinci yüzde 20’lik dilimde yer alıyor.
CAZİP HALE GETİRİLMELİ
Bu kümenin küçültülmesi için eğitim politikalarının ülke çapındaki değişkenliklerine açık olduğu açık. Eğitim sistemi içinde sosyo-ekonomik açıdan zayıflıkların temel yeterliliklerini sağlayan siyasetlere yönelik değişiklikler var. Türkiye, PISA 2022’de okul yardımları en düşük olanlardan biri. Okulları değerlendirmek için cazip hale getirmek için gizli maksatlardan biri olmalı” değerlendirmesinde bulunuldu.