İBB Meclisi’nde ‘ahmak eylemi’ tartışması… ‘İmamoğlu, iktidarın karşısında çıkmaktan korkulan liderdir’

İBB Meclisi’nin ekim ayı ikinci elde edilmesi, Saraçhane’de yerleşkede bugün yapıldı. Meclis Başkanı Gökhan Gümüşdağ başkanlığında yapılan oturumda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında süregelen “ahmak meselesi” tartışması yaşandı.

Aynı zamanda Toplumsal Demokrasi Vakfı (SODEV) Başkanı da olan İBB CHP Küme Sekreteri Rasim Şişman, İmamoğlu’nun amaca oturtulmasının temel münasebetinin, başarılı belediyeciliğin ve milletten görüldüğü teveccüh olduğunu belirtti. Şişman, şunları söyledi:

“Ekrem İmamoğlu, iktidarın karşısına çıkmaktan korkulan başkandır. Ekrem İmamoğlu, iktidarın karşısına kimi aday gösteriyorsa, olası bir seçimden galip çıkacak liderdir. İşte bu yüzden milletin iradesi inatla gasp edilmek istenmektedir. Milletin iradesiyle inatlaşılmaz. Milletin iradesiyle inatlaşan, kaybetmeye mahkûmdur. Herkesin bildiği üzere bu sorun, sadece bir belediye liderinin siyasi yasak getirme sorunu değil. Bu sorun, Türk milletinin kim tarafından yönetileceği, seçme parası milletinin elinden alınan bir müdahaledir. Ekrem İmamoğlu’na karşı bu teşebbüs, demokrasimizin varlığına yönelik bir savaştır. Demokratik anayasal varlıklı ve demokratik hayatı benimsemiş milletimiz, bugüne kadar darbelerin karşısında nasıl durduysa bugün Ekrem İmamoğlu’nun yanında da o denli saf tutacaktır.”

“İMAMOĞLU, CEZALANDDIRIP OYUN DIŞINA İTEBİLECEĞİNİZ BİR BAŞKAN DEĞİLDİR”

CHP’li Meclis üyesi Tuğçe Çelik Karademir de otokratik iktidarlarda yargıyı siyasallaştırmanın, hükmetme aracı olduğunu vurguladı. Karademir, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Devletin seçimia olduğu üzere yargıya da hükmetme iradesinde olan iktidar, bu davayla ne amaçlamak istememektedir; biz bunu çok güzel yapıyoruz. İktidar, yargının karşısındaki en güçlü aday eleme aracı olarak ortaya çıktı. İktidar, muhalefetin hangi aktörlerle seçime gireceğini, neyi söyleyip neyi söyleyemeyeceğini, hangi yarışta yarışacağını belirlemeye çalışıyor. Hukuk güvenliği, yargı teminatı, yargı bağımsızlığı, seçmen iradesine hürmet üzere onun birimizin sıkı sıkıya sarılması gereken bedellerimiz, maalesef yalnızca hükmetmek üzere yola çıkmış bu kimseler için hiçbir şey söz etmemektedir. Ekrem İmamoğlu, uydurma davaların sonucunu cezalandırıp oyun noktasına itebileceğiniz, siyasi yasaklarla bu ülke insanlarını siyaseten unutturabileceğiniz bir lider değildir. 2019 yılında denemeye müdahale çabalarınız sonucunda bu milletin boyutundan demokrasiye ayrılan kadından hiç mi ders çıkarmadınız?

“YARGIYA BASKI DEVAM EDERSE EN BÜYÜK DEMOKRASİ GAYRETİNİ BAŞLATIRIZ”

Yargı yoluyla seçimin niyetine darbe yapmaya çalışıyorsunuz, bu bir defa daha elinizde patlıyor. Zira bu davayla artık Ekrem İmamoğlu yalnızca bir siyasi başkan değil, sadece bir belediye başkanı değil; adaletin, vicdanın ve demokrasinin sınandığı bu uğraşta adaleti arayan milyonların sesi, milyonların imzasısü hâline geldi. Yargıya baskı yaparak, yargıyı siyasallaştırarak siyaset dizayn etme konusunda ısrarınız devam ettirdiğimiz surece biz, Ekrem İmamoğlu’nun yol arkadaşları, İstanbul’un muhafızları, bizlerle birlikte kola verilecek Türkiye sevdalısıyla, dünyadaki adalet ve hak savunucusuyla birlikte bu ülke olaylarında görülen en büyük uğraşını çalıştırmaktan asla çekinmeyiz.”

“YARGIYA HİÇ KİMSE MÜDAHALE EDEMEZ”

CHP’li üyelerin tenkitleri üzerine kelam alan AKP Küme Sözcüsü Faruk Gökkuş, “İki kişinin arkadaşının da millet iradesi, hukuk yararı, yargı ile ilgili kelamlarının hepsine katıldı. CHP’nin bu anlayışa ulaşmayı de tebrik ediyorum” dedi. “Yeni nesil demek ki dönüşen, devam eden CHP bu. Bu, Türkiye’miz için umut verici” diyen Gökkuş, “Milletin iradesi üzerinde hiçbir güç yoktur ve yargılamaya hiç kimse müdahale edemez. Tartışma programlarından artık usandık. Bir CHP’li hukukçu, Ankara Milletvekili zannediyorum, konuşuyor; ‘İşte şu olursa denemeye müdahale olur’. ‘Peki, bilakis bir karar çıkarsa ne olur’ diye sordular. Dedi ki, ‘O vakit Ankara’da yargıçlar var deriz’. CHP bu. İşine gelince yargılamaya müdahale var, lehe karar verilmesine ‘Ankara’da yargıçlar var’. Hukukçuyuz. Hiç bu türlü polemiğe girmeyeceğim. Anayasanın 138’inci unsuruna bağlı olarak, hiçbir hakimin vereceği karardan dolayı baskı yapılamaz, telkinde bulunamaz” kullanıldı.

“SAMSUN’A SÜRDÜĞÜMÜZ HAKİMİ HAKİMLİKTEN ALMAK LAZIM”

Gökkuş’un sözleri üzerine CHP kurulumundan, İmamoğlu davasına bakan hakimin Samsun’a atandığı oylamalar yükseldi. AKP’li Gökkuş da “Niye Samsun’a devam ettiğimizi de izah ederek” kelamlarına şöyle devam etti:

“Şimdi Recep Tayyip Erdoğan yahut Adalet Bakanı’nın bunu yapması gerekiyor. Mahkeme duruşmasının satın alınması gerekiyor, ‘Siz şöyle davranın’ diye. Samsun’a birleştirme hakimi diyor ki, ‘Ben şu şekilde karar veririm, fikrimin bu şekilde ayrılmış birkaç kişiden’ diyor. Hakimiyetten yararlanmak gerekiyor. Hakim, kararla konuşur. Hakim, parçalanan kimseyle tartışmaz. Vicdanına sahip olanlara karar verir. ‘Böyle karar vermek’ diyen bir hakim, bu kararı tartışan bir hakim, hakimlik yapmaması gerekiyor. Hukuka ihanettir bu. Hakim, kararından önceki bu verileri paylaşabilir mi? Ama her türlü bir hakimlik mi olur?”

“HUKUKÇULAR KONUŞUYOR, ŞEN OTUR”

CHP’li Meclis üyesi Metin Kaya’nın da araya girerek Gökkuş’a reaksiyon göstermesi üzerine gerginlikler yaşandı. Gökkuş, Kaya’ya “Metin Bey otur. Hukukçular konuşuyor, sen otur. Haddini bil, hukukçularla karşılık verir” diye seslendi.

“SEÇİLMİŞLERİN YARGIYLA YASAKLI HÂLE GELMESİNİ KABUL ETMEYİZ”

AKP Küme Başkanvekili Zeynel Abidin Okul ise şunları söyledi:

“Bizler; Seçilmişlerin, seçimle iş başına gelen hiçbir siyasiın yargı yoluyla yasaklı hâle gelmeyi kabul edebilmeniz mümkün değil. Bizler bunun acısını geçmişte çok yaşadık. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hakaretlere izin verdi, kendisi bir şiir okundu, belediye başkanlığı elinden alındı ​​ve kendisine mahpusa atıldı. Bu yargılama süreci sırasında sanki bu Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlar bu sürece ne kadar müdahil oldular?”