Konyasporlu Adil Demirbağ yıllar sonra itiraf etti: ‘Galatasaray transfer edecekti, Fatih Terim ve İsmail Kartal…’
Trendyol Süper Lig ekiplerinden Konyaspor forması giyen ve savunmadaki etkili futboluyla dikkat çeken 26 yaşındaki futbolcu Adil Demirbağ, yeni sezondaki hedefleriyle ilgili Spor Arena’ya özel açıklamalarda bulundu. Bir dönem Atletico Madrid, Galatasaray ve Metz’in radarında olan başarılı stoper, transfer süreciyle ilgili yaşadıklarını da anlattı.
Bucaspor, Adana Demirspor ve Karagümrük formaları da giyen Adil Demirbağ, 2020 yılında Konyaspor’a transfer oldu. Geçtiğimiz sezon 23 maçta forma giyen başarılı futbolcu, Konyaspor’a yeniden Avrupa Kupaları heyecanı yaşatmak için yeni sezona odaklandı. U21 Milli Takım formasını 4 kez terleten Demirbağ; A Milli Takım hayali ve Avrupa hedefiyle ilgili düşüncelerini aktardı.
KONYASPOR’UN 26 YAŞINDAKİ STOPERİ ADİL DEMİRBAĞ’DAN ÖZEL AÇIKLAMALAR ŞÖYLE:
“MARİO GOMEZ, İLERİDE İYİ YERLERE GELECEĞİMİ SÖYLEDİ”
2016 yılında Bucaspor-Beşiktaş maçında genç yaşına rağmen Mario Gomez’e uyguladığın başarılı markaj nedeniyle herkesin dikkatini çekmiştin. Bu maçla ilgili duygularını anlatır mısın?
O dönem Bucaspor’un transfer yasağı vardı. O yüzden birçok genç arkadaşımla altyapıdan çıkıp mücadele ettik ve takımı ligde tuttuk. Türkiye Kupası’nda gruptan 1.olarak çıkıp son 16 turunda Beşiktaş ile karşılaşmıştık. O maçta da elimden gelenin en iyisini yapmam gerektiğine inanıyordum. Beşiktaş’a karşı oynadığımız maçta çıkışa geçtim. Bunun sonucunda daha da göze girdim. O günkü şartlar gereği kendimi göstermem lazımdı. Hedeflerim vardı ve buna ulaşmak istiyordum. Benim için bir fırsattı. Mario Gomez ile maçtan sonra bir görüşmemiz oldu ve beni tebrik etti. Gomez, benim ileride iyi yerlere geleceğimi söyledi.
“ATLETİCO MADRİD’E GİDECEKTİM AMA BAŞKAN GÖNDERMEK İSTEMEDİ”
Beşiktaş maçındaki başarılı performansının ardından ismin La Liga ekipleriyle anılmıştı. O dönem transfere dair neler yaşandı?
O sezon yeni yeni oynuyordum. Genç yaşıma rağmen maçların hepsinde oynuyordum. Kulüp başkanımıza menajerler aracılığıyla beni Atletico Madrid’in altyapısında götüreceklerine dair bir teklif gitti. 18 yaşındaydım ve hatta benimle de görüştüler. Başkanımız Beşiktaş maçından sonra yanına çağırıp böyle bir teklif olduğunu söyledi. Başkanımız beni göndermeyeceğini ve sezon sonunda oturup yeniden konuşacağımızı belirtti. Başkanımız, “Daha çok gençsin. Bu seneyi burada tamamla. Atletico Madrid’in U21 takımına gideceksin. Oradan 1 sene sonra da inşallah A takım kampına katılırsın” demişti. Ondan sonra benimle görüşen olmadı. Transfer sonuçlanmadı. Belçikalı bir menajer vardı ve bu konuyu onunla da konuştuk. Hatta 2016 yılının yaz döneminde abimle bu konuyu konuşmak için Belçika’ya kadar gitmiştik. Bir sonraki sezon (2017 yılında) benim sözleşmem bitiyordu. Yeni sezonda ilk birkaç ay forma giydim ama daha sonra sözleşme yenilemediğim için kadro dışı bırakıldım.
“KİMSE BÖYLE DÖNÜŞ YAPACAĞIMI BEKLEMİYORDU”
Geçen sene Süper Lig’de bazı sakatlıklar yaşamana rağmen 23 maçta dikkat çekici bir oyun ortaya koymuştun. Geçen seneki performansını ve yeni sezondaki hedeflerini anlatır mısın?
Geçen sene üst üste 2 sakatlık yaşadım. Fenerbahçe maçında kaburgalarım kırıldı. Sakatlıktan döndüğümde Hatayspor maçında oynadım. Maça sonradan girdim ve diz sakatlığı yaşadım. Takımım için elimden gelen her şeyi yapmaya çalıştım. Ligde sıkıntılı bir durumdaydık. O yüzden ekstra çalışarak daha fazla mücadele etmem gerekiyordu. Sakatlıktan sonra iyi bir şekilde döndüm. Kimse böyle dönüş yapacağımı belki de beklemiyordu. Bu süreçte kendime ekstra olarak antrenör tuttum. Ailem beni sürekli olarak motive etti. Onların da katkıları oldu. Her sezon performans olarak üzerine koyarak gitmemiz gerekiyor. İyi bir ivme yakalayarak Konyaspor’u iyi yerlere getirmek istiyoruz. Ayrıca milli takım hedefim de var. Milli takım için kendimi hazır hissediyorum ve bu seviyeye geldiğimi düşünüyorum. Hedeflerimin en büyüğü olarak ilk sırada milli takımda oynamak var.
“KONYASPOR, SÜPER LİG’DE KEŞKE ŞAMPİYON DA OLABİLSE”
Konyaspor, geride bıraktığımız sezon zorlu bir süreçten geçmesine rağmen ligde kalmayı başarmıştı. Bir dönem Avrupa Kupalarında da izlediğimiz Konyaspor, yeni sezonda nasıl bir hedef ortaya koyacak?
Transfer anlamında şu an eksiklerimiz var. Yönetimimiz ilmek ilmek örerek bir çalışma içerisinde. Geçen seneki kadrodan olan isimler ve genç arkadaşlarımız var. Ayrıca takıma 4 transfer yapıldı. Şu an inanılmaz derecede iyi çalışıyoruz. Konyaspor’a gelen futbolcular, gerçekten karakterli ve kaliteli isimler. Bu benim için futbolculuktan daha da önemli. Çünkü başarı için bir aile ortamının olması gerekiyor. İnşallah bu sene de yine başarılı bir süreç geçirip; Konya şehrini ve Konyaspor’u tekrar üst seviyelere çıkarmak istiyoruz. Bu hedeflerimizin arasında Avrupa Kupalarına katılmak da var. Konyaspor, keşke şampiyon da olabilse. Önceliğimiz küçük hedeflerle başlamak ve hedeflerimize ulaştıkça hedeflerimizi büyütmektir.
“NECATİ ATEŞ, ‘BİZİ NEDEN BEKLEMEDİN? SENİ GALATASARAY’A TRANSFER EDECEKTİK’ DEDİ”
2020 yılında Adana Demirspor forması giydiğin dönem ismin Galatasaray ile anılmıştı. Galatasaray ile bu süreçte neler konuştunuz?
Evet, o dönem Galatasaray’ın bana olan ilgisini net olarak söyleyebilirim. Adana Demirspor’da oynadığım dönem Galatasaray’ın o dönemki teknik direktörü Fatih Terim’di. Necati Ateş, 3-4 defa maçlarımı izlemeye geldi. Hatta kendileriyle telefonda da görüştüm. Beni kesinlikle transfer edeceklerini söylediler. Transfer için biraz beklemem gerektiğini ve gidecek oyunculara göre bir planlama yaparak beni kesinlikle alacaklarını söylediler. Galatasaray’ı o süreçte biraz bekledim. Daha sonra Konyaspor teklifini sundu. Burada Bülent Korkmaz faktörü etkili oldu. Bülent Hoca, Antalyaspor’da görev yaptığı dönem beni Antalyaspor’a transfer etmek istemişti. O süreçte Antalyaspor’a transferim gerçekleşmemişti. Bülent Hoca, daha sonra Konyaspor’da göreve başlayınca bu sefer beni Konyaspor’a transfer etmek istedi. Ben de Konyaspor’a gelmeyi ve burada bir çıkış yakalamayı istedim. İleride Konyaspor’dan 4 büyüklere transfer olurum diye düşündüm. Çünkü alt liglerden direkt büyük takımlara transfer olduğunda bazen oynama şansın çok düşük olabiliyor. Ben de her zaman oynamayı isteyen bir futbolcu olduğum için böyle bir mantıkla ilerledim. Daha fazla bekleyemedim ve Konyaspor’a transfer oldum. Çünkü her şeyin bir an önce sonuçlanmasını isteyen bir zihniyete sahibim. Daha sonra Antalya’da kamptayken Necati Hoca ile karşılaştım. Necati Hoca, “Bizi neden beklemedin? Seni transfer edecektik” dedi.
“METZ, GEÇEN SENE KONYASPOR’A İLGİ MEKTUBU GÖNDERDİ AMA…”
Geçen sezonun hemen başında Fransa Lig 1 ekibi Metz’in kapısından döndüğün iddia edilmişti. Metz’in ilgisiyle ilgili neler söylemek istersin?
Metz’e transfer konusunda direkt olarak Metz’in o dönemki teknik direktörü László Bölöni ile konuştum. Menajerim ve László Bölöni ile konferans yaptık. Bölöni, görüşmeden sonra beni kesin olarak transfer edeceklerini söyledi. Onunla gece konuştuk ve ertesi sabah kulübe bir ilgili mektubu gönderdiler. Sezon başladıktan sonra önceki yönetim, ‘Adil’in yerini dolduramayız’ diyerek Metz’in isteğini reddetti.
“BÜLENT KORKMAZ VE SERGİO RAMOS’U ÖRNEK ALIYORUM”
Kendine mantalite ve mücadele anlamında örnek aldığın Türk veya Avrupa futbolundan stoperler var mı? Varsa eğer bu yolda yaptığın çalışmaları anlatır mısın?
Konyaspor’a Bülent Korkmaz’ın öğrencisi olarak mücadele etmek için gelmiştim. Ondan bir şeyler öğrenmek istiyordum. O dönem ben takıma geldikten 1 hafta sonra Bülent Korkmaz takımdan ayrılmıştı. Türk savunmacılardan Bülent Korkmaz’ı örnek aldığımı söylemek istiyorum. Onun hırsını ve çalışma ruhunu örnek alıyorum. 55 yaşında olmasına rağmen hala inanılmaz derecede çalışıyor ve kendine dikkat ediyor. Bülent Hoca’nın mantalitesini de örnek alıyorum. O, her zaman çalışkan ve ruhuyla futbol oynayan bir futbolcuydu. Tekmeye kafasını uzatıyordu. Bülent Hoca ile hala görüşüyoruz. Bana tavsiyelerde bulunuyordu. Çok çalışmam gerektiğini ve rakibi nasıl karşılamam gerektiğini anlatıyordu. Ayrıca forvet oyuncularıyla bire birde nasıl oynayacağımı ve onlara nasıl hamleler yapacağımı da söylerdi. Avrupa’da ise tartışmasız bir şekilde Sergio Ramos’u örnek alıyorum. 40 yaşına yaklaşmasına rağmen hala elit bir seviyede oynuyor. Bazen Ramos’un videolarını izliyorum. Onun genellikle tekniğini örnek alarak ilerliyorum. Ayrıca güncel stoperleri de izlemeye çalışıyorum. Onların nasıl bir hamle ve savunma yaptıklarına bakıyorum.
“SERT FUTBOLU SEVERİM. BİR GÜN İTALYA SERİE A’DA FORMA GİYMEK İSTİYORUM”
Henüz 26 yaşındasın. Avrupa hayalinle ilgili neler söylemek istersin? Bir gün Avrupa’nın hangi liginde mücadele etmek istersin?
Her zaman için bir Avrupa hayalim var. Onun için çalışıyorum ve mücadele ediyorum. İtalya Serie A’yı kendime yakın buluyorum. Çünkü ben de sert futbol oynayan ve böyle oynamayı seven bir stoperim. İtalyanların da sert savunma hattı olduğu için bir gün İtalya’da oynamak istediğimi söyleyebilirim. Ayrıca Avrupa Liglerinde oynanan tüm maçları izlemeye çalışıyorum. Bu hedefime ulaşmak için ekstra çalışmalar yapıyorum. Kendime tuttuğum özel antrenörle uzun zamandır çalışmalar yapıyorum. Mantalitemi de değiştirdim. İnsanlar, tecrübe kazandıkça farklı bakış açısı elde ediyor. Ben de farklı bakış açıları yakaladım. Bu bilinçle şimdi daha fazla çalışıyorum. En azından bazı şeyler olmasa bile yarın bir gün kendime ‘çalıştım ama olmadı’ diyebileyim. Vicdanımın bu konuda rahat olması çok önemli.
“İSMAİL KARTAL’IN TEKNİK DİREKTÖRLÜĞÜ TARTIŞILMAZ”
2020-2021 sezonunda teknik direktör İsmail Kartal ile çalıştın. Geçen sene Süper Lig şampiyonluğunun kapısından dönen İsmail Hoca’nın futboluna ve performansına etkisi hakkında neler söylemek istersin?
İsmail Kartal, daha önce (yardımcı antrenör olarak) şampiyonluk yaşamış birisiydi. Başarısı ve Konyaspor’da da yaptığı işler ortada. Geçen sezon Fenerbahçe’de yaptıklarını gördük. Rekor üstüne rekor kırdı. Sevecen ve babacan bir kişiliği vardı. İsmail Hoca’nın teknik direktörlüğü tartışılmaz. Zaten kötü bir hoca olsaydı Fenerbahçe gibi çok büyük bir camiada teknik direktörlük yapamaz, rekorlar kıramazdı. Çok büyük futbolcularla çalışmasına rağmen onları yönetmesini bildi. İşini seven, futbolculara saygı duyan ve kendisine de saygı duyulmasını isteyen birisiydi. Futbol içerisinde sert bir mizacı vardı ve ne istediğini biliyordu.
“MAURO ICARDİ, BENDEN İLLALLAH ETMİŞ OLABİLİR”
Geçen sene gol krallığı yarışını ilk 2 sırada bitiren Mauro Icardi ve Edin Dzeko’ya karşı oynadın. Bu iki oyuncudan hangisi sana göre daha farklıydı ve ekstra bir mücadele gerektiriyordu?
İkisi de büyük futbolcular. Zamanında Mauro Icardi’yi izlemek için Inter maçlarını takip ederdim. Edin Dzeko da tartışılmaz bir karakter ve oyuncu. İkisi de ceza sahası içinde iyi bir bitirici ve mükemmel oyuncular. Ayrıca her an ne yapabileceklerini kestiremediğim futbolcular. Ceza sahası konusunda ikisini birbirinden ayıramam çünkü ikisini de o anlamda gerçekten beğeniyorum. Ceza sahası dışında hareketlilik anlamında ise Michy Batshuayi’nin iyi olduğunu söylemek istiyorum. O, inanılmaz hareketli bir futbolcu. Bu oyunculara karşı mücadele etmek bana önemli tecrübeler kattı. İnsan, tecrübesizken daha dikkatsiz oluyor ve bazen sadece topa odaklanıyor. Onlara karşı oynayınca sadece topa dalma imkânın yok. Hem onlara hem de topa odaklanmak zorundasın. O yüzden bana ‘daha dikkatli olma’ anlamında önemli şeyler kattılar diyebilirim. Çok üst seviyede oyuncular oldukları için ister istemez biraz sert olmak gerekiyor. (Gülerek) Icardi, bu konuda benden İllallah etmiş olabilir.
“ABDÜLKERİM BARDAKCI, GERÇEK ABDÜLKERİM’İ ORTAYA KOYDU”
Konyaspor’dan Galatasaray’a transfer olan eski takım arkadaşın Abdülkerim Bardakcı’nın performansını ve gelişimini nasıl görüyorsun?
Abdülkerim, ailecek görüştüğüm birisi. O, şu an tartışmasız Türkiye’nin en iyi stoperlerinden biri. Çok iyi ayağı var. Kişilik olarak da karakterli bir oyuncu. Konyaspor’da fark yaratarak Galatasaray’a transfer oldu. Şu an Galatasaray’da çok daha olgun ve farklı bir şekilde oynuyor. Galatasaray’a ilk gittiği dönem biraz şanssızlıklar yaşadı ama o da gelişim sağladı. Üzerindeki o psikolojiyi attıktan sonra gerçek Abdülkerim’i ortaya koydu. Zaman zaman birbirimize tavsiyelerde bulunuyoruz. Ben stoper anlamında biraz daha garantici bir oyuncuyum. Abdülkerim, ‘Sen çabuk bir stopersin. Topla ileriye çık’ diyor. Kendisi topla ileriye çıkma meselesini çok iyi yapıyor.
“ŞANLI MİLLİ TAKIM FORMAMIZI GİYMEK İSTİYORUM”
2018 yılında U21 Milli Takımı’nın Avrupa Şampiyonası’ndaki kadrosunda yer almıştın. Milli forma hayalinle ilgili neler söylemek istersin?
Her jenerasyonda yer alan birçok arkadaşım A Milli Takım forması giydi. O seviyelere gelmek kolay değil. Benim de hayallerim var. O seviyeleri yakaladığımı düşünüyorum. Bana da şans geldiğinde en iyi şekilde değerlendireceğimi düşünüyorum. Bir gün şanlı milli takım formamızı giyeceğimi ümit ediyorum. Bunun için çalışıyorum. A Milli Takım forması giymek, Avrupa’ya transfer olmaktan benim için daha değerli. Şu an en erken turnuva olarak 2026 Dünya Kupası var. Büyüklerimizin bizi izlemeye geleceğini düşünüyorum. Ülkemizi ve milli takımımızı temsil edebileceğimizi düşünürlerse; ben de en iyi şekilde temsil edebileceğime inanıyorum.