Murat Cem Orhan: ‘Aynı çizgide devam etmesi temennim…’
İlyasoğlu: “Murat Cem Orhan’ın CRR’nin yöneticiliğinden alınmasına anlam veremiyorum.”
Görevden alınan Cemal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Yönetmeni Murat Cem Orhan gazetemize açıklama yaptı.
Orhan açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Yönetim şeklinin değişmesi sebebiyle Cemal Reşit Rey Konser Salonu genel sanat yönetmeni görevim son buluyor. CRR Konser Salonu’nda geçirdiğim 2.5 senenin ardından geri dönüp baktığımda hem müzik seyircisi, hem müzik öğrencileri hem de sanat severler nezdinde çok yararlı işler yaptığımızın huzuruyla sanat yaşamıma devam edeceğim. CRR çok önemli bir sanat yuvası, son dönemde yakalanan çizgide devam etmesi en büyük temennim.”
Öte yandan Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nun genel sanat yönetmeni olmadan sadece kurul ile yönetilecek olmasına yönelik tartışmalar sürüyor.
Gazetemizin yazarı Zeynep Oral konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “CRR’de yapılmaya çalışılan şeyi anlamakta güçlük çekiyorum. Dünyada başka örneği var mı bilmiyorum. Sanmıyorum… Böyle bir kurum sadece bir danışma kuruluyla yönetilemez ki! Danışma kurulu ya da her hangi bir kurul, düşüncesini açıklar görüş bildirir ama karar genel sanat yönetmeni tarafından verilir. Unutmayalım burası bir konser salonu. Sürekliliği var. O kimliği, sürekliliği ve konser salonunun omurgasını sürdürecek olan genel sanat yönetmenidir. Burası bir kasaba ya da ilçe kültür merkezi değil ki… Murat Cem Orhan’a büyük bir haksızlık yapıldığı düşüncesindeyim. Göreve getirilinceye kadar onu hiç tanımazdım. Ancak gerçekleri görmek gerek: CRR salonu ilk kez bunca geniş bir yelpazeye yayılan bir programa sahip olup en geniş kitlelere, farklı birikimlere seslenen, en yüksek doluluk oranına ulaşan bir uygulama gerçekleştirdi şu son yıllarda. Üstelik nitelikten hiç ama hiç ödün vermedi. En büyük uluslararası isimleri İstanbul’a taşıdı.”
‘ANLAM VEREMİYORUM’
Yazarımız müzikolog Evin İlyasoğlu ise açıklamasında şöyle konuştu: “Murat Cem Orhan’ın CRR Salonu’nun yöneticiliğinden alınmasına anlam veremiyorum. Salonu hiçbir dönemde olmadığı kadar tıka basa doldurdu. Hazırladığı programlarda herkes kendine göre gidecek bir etkinlik buldu. Çocuklardan gençlere, en zor beğenir klasik müzik meraklılarına kadar insanlar programları inceleyip defterlerine not ettiler. Yalnız salonda müzik dinlemek için değil, fuayedeki açıklamalarla müziğin perde arkasını da öğrenmek için oraya gittiler. Mutlaka bu pozisyonda gözü olan biri vardır. Şimdilik başka kimse geçmeyecek dense bile zaman içinde ‘Olur sandık olamadı, biz de bilmem kimi atadık’ denecek.”