Sanatçı Gözde Atlas’ın ‘Mühürlenmiş Zaman’ adlı resim sergisi İstanbul’da açıldı
Genç sanatçı Gözde Atlas’ın ‘Mühürlenmiş Zaman’ adlı kişisel resim sergisi İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Asmalı Mescid Sanat Galerisi’nde açıldı. Sergi, 10 Şubat tarihine kadar ziyaret edilebilecek.
Genç sanatçı Gözde Atlas’ın ‘Mühürlenmiş Zaman’ adlı kişisel resim sergisi İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Asmalı Mescid Sanat Galerisi’nde açıldı.
Serginin küratörlüğünü Sanat Yazarı İbrahim Karaoğlu gerçekleştirirken, düzenlenmesini ise Gizem Günaçtı üstlendi.
Asmalı Mescid Sanat Galerisi’ndeki sergi, 10 Şubat tarihine kadar izlenebilecek.
İLK OLMA ÖZELLİĞİNİ TAŞIYOR
Gazi Üniversitesi Resim-İş Eğitimi mezunu Gözde Atlas’ın bu sergisi, İstanbul’daki ilk sergisi olma özelliğini taşıyor. Birçok uluslararası ve yurtiçi sergi, proje, fuar ve çalıştaylarda yer alan genç sanatçı, sanat hayatının son beş yılında biriktirdiği, henüz sergilenmemiş eserlerinden özel bir seçki sunuyor sanatseverlere.
Sanat Yazarı ve serginin küratörü Karaoğlu, Gözde Atlas’ın işlerini şu sözlerle aktardı:
“Kimi yaşantılarımız, doğanın bir yerinde mühürlenmiş gizem alanlarıdır. Özlemin eski tadıyla anımsarız çoğu kez bu yerleri. Orada unuttuklarımızın tanığıdır doğanın suretindeki izler, eski bulutlar ve ağaçların gövdesine çizdiğimiz şekillerin kadim duyguları yaşatan gramerleri.
‘Tapınaktır ağaçlar. Onlarla konuşmayı, onları dinlemeyi bilen hakikati öğrenir. Öğretiler ve reçeteler vaaz etmez onlar, münferit şeylere aldırmadan hayatın kadim yasasını söylerler.’ der ya “Ağaçlar”, kitabında Hermann Hesse, Gözde Atlas’ın ‘Mühürlenmiş Zaman’ adlı resimleri anımsattı bunları. Gözde’yi tanıdığım günden beri; öznesi, ağaçlar ve insan. İnsanın ağaçlara, ağaçların insana sessiz bir dille seslenişi.
Doğanın masumiyetine, görkemine, insanı içine alıp sarıp sarmalayan kutsallığına göndermelerle dolu resimler yapıyor. İçindeki doğayı, unuttuklarını, sırlarını bir eski zaman mührüne kazımış ve yitik zamanın izleriyle mühürlüyor sanki resimlerini…
Resim döngüsünü, doğanın gizleri, suretinin masumiyeti ve hafızasındaki izler üzerinden; sükunet ve yalınlığın imgeleriyle şekillendiriyor Gözde.
Doğanın sessiz iç çekişlerini ve en münzevi hallerini duyumsatarak; onu derin bir özlemin soyut, mitsel bir mekân ve zaman aynasına dönüştürüyor.
Geleneksel olmayan, çağdaş bir resim tutkusu belirliyor sanatının varoluşunu. Büyüleyici bir resmin peşinde arıyor, kendi biçemini. İç içe geçmiş görüntülerle, doğanın gizli güzelliğinin ve karmaşasının yeryüzü notlarını biriktiriyor yapıtlarında. Derin bir bağ var, doğayla arasında ve doğanın sonsuz döngüsündeki çeşitliliğe duyduğu hayranlığı resimsel bir şiire dönüştürüyor. Rengin ifade gücüyle, dengeli, uyumlu ve yoğun kompozisyonlar oluşturuyor. Her bir resmini, içsel dünya bahçesinden bakarak gördüğü doğanın süreçlerine odaklanarak gerçekleştiriyor. Zarafet dolu bir sunumla, küçük anların güzelliğini duyumsatıyor.”