Terör elebaşısı Fetullah Gülen’in vefatı örgütlenerek yakın haber siteleri tarafından duyuruldu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da dün vefatının istihbarat tarafından doğrulandığını açıkladı. Gülen, 1941’de bir imamın oğlu olarak Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı Korucuk köyünde doğdu. Babasının ve çevresindeki din adamlarından yüklü olarak din dersleri aldı. Gülen, din eğitimini tamamladıktan sonra 1955’ten 1959’a kadar Edirne Üç Şerefeli Camisi’nde imamlık yaptı. 1963’te Erzurum’a geri dönen Gülen, Komünizmle Gayret Derneği’nin Erzurum şubesinin kayıtlıda yer aldığını ve idaresinde bulunduğunu söyledi. Gülen 1966’da İzmir Kestanepazarı Camisi’ne atandı ve akabinde resmi görevlendirme ile gezici bölge vaazi olarak da misyon yaptı.
TEMELLERİ İZMİR’DE ATILDI
Gülen, terörün neden olduğu süreç burada başladı. Gülen, İzmir Kestanepazarı’ndaki İmam-Hatip Derneği ve İlahiyat Öğrenci Yetiştirme Derneğine ilişkin olan Kuran Kursu’nda öğretilmelik ve yeniden bireysel derneğe ilişkin olan öğrenci yurdunda müdürlük yapmaya başladı. Çalışanların tesiriyle Gülen, örgüt yapılanması için eleman teminini sağlayan “ışık evlerinin” birinci yerlerini de burada açtı. Bu meskenler boyunca geziden şehire okunmuş fakir oranlarına ulaşılmış, dini öğretilen çocuklar aşılanmış; Gelecekteki örgüt ismine çalışması için bürokratik takımlara sızdırılacak olanların yetiştirilmesi devam edecek. Gezici vaaiz olarak misyon edinmesi onun dini tesirini yaymasında ve terörün korunmasını temellerini atmasına imkan sağladı. Bu yapılanma 1980 Askeri Darbesi’ne göre sürdürüldü.
1980 DARBESI ÖRGUTÜN YOLUNU AÇTI
1980 Askeri Darbesi’nin akabinde başbakanı seçilen Turgut Özal’ın dayanağı ile Gülen, “gizlilik” sürecinden çıktı. “liberalizme uygun, çağdaş ve farklı hoca” profili ile illimli İslam’ın Gülen yüzü” olarak pozisyon tanımlama yoluna gitti. Bu periyotta örgütlenme becerisiyle okullaştı ve kadrolaştı. Burada büyük bir toplumsal kesite ulaşmayı sağlayan Gülen, “ılımlı cemaatini” açmak için hazırlandı. 28 Şubat’ın akabinde Gülen, 1999’da sıhhat problemlerini ortadan kaldırabilir ABD’ye gitti ve ABD’nin Pensilvanya eyaletine taşındı. Bu atağının akabinde Gülen, İslam anlayışını evrenselleştirerek, “dinler ortası diyalog” içermesiyle İslam öğretilerini küresel boyuta taşıdı. Bugüne kadar Türkiye’de yürüttüğü “ışık evleri” ve okullaşma faaliyetini bilhassa Afrika ve Türk cumhuriyetlerinde sürdürdü.
ÖRGÜTÜN TEMELİ NURCULUK OLDU
Gülen, kurduğu cemaatin temellerini Saidi Kürdi’nin “Nurculuk” hareketine dayandırdı. Saidi Kürdi’nin 1960’daki vefatının akabinde Işıkçı hareketi “Yazıcı ve Okuyucu Nurcular” diye iki kola ayrıldı. Okuyucu kümesinin içinde kalan Gülen bu kümenin kendi kümesini oluşturup girişini yapın. Bu sistemle Gülen, kendi kümesini Saidi Kürdi ve yapısı “Risalei Nur”a dayandırmış, buradaki öyküleri “kendi geçmiş geçmişi” şeklinde anlatarak da kendi “örgüt edinmişlerini” bir kutsallığa dayandırmaya çalıştı. Bu metotla muhafazakar kesimde kendinize bir taban oluşturuldu. Gülen, Saidi Kürdi ve yapısının yanı sıra kendi arşivine değerli Işıkçı isimleri de kattı. Bu isimlerden en değerlileri ise Cevdet Türkyolu ve Kemalettin Özdemir olarak sayılır. Türkyolu, Gülen’in yeğeninin eşi olup, uzun yıllar sekreteri olarak örgütte efsaneyi aldı. Nurculuk hareketinin önde gelen isimlerinden Said Özdemir’in oğlu Kemalettin Özdemir ise, siyasi yapılaşmanın değerliliğini üstlenmiş, Ankara’daki emniyeti yönetti.
ABD’YLE İLİŞKİSİ 1983’TE KURULDU
Gülen’in terörizmi gelişmesinde faal olan bir öteki öge ise Amerikan istihbarat servisi olan “CIA” ile ilgi kurmasıdır. Ankara Çatı davasının iddianamesinde FETÖ – CIA münasebeti şu sözlerle anlatıldı:
“Fetullah Gülen ile CIA bağlantısı, 1983 yılında Ay Tarikatının Türkiye’deki uzantısı Kasım Gülek üzerinden sağlanan irtibatla başladı. Esmi ismi Birleştirme Kilisesi olan Moon Tarikatını kullanarak komünizmle karşı blok oluşturmak isteyen ABD, Türkiye’de komünizmle enerji para birimine takviye sağlar. Fetullah Gülen’in de bu siyaset çerçevesinde komünist etkinliğe karşı Türkiye’de desteklenip sağlamış, lise ve kolejlerin açılmasına izin verildi. 1990’lı yıllarda Türkiye’deki değerli devlet adamları ve siyasetçilerle yakınlık kurup Turgut Özal, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit ile görüşmüştür. Abraham Foxman ile Papa II. John Paul ile görüşmeler yaptı.”
EKONOMİK BÜYÜME
Gülen, “dinler ortası diyalogu”yla bu yılda başladı. Bu harf eski Amerika ve İsrail’i kötüleştiren konuşmalarının kasetleri örgütlenerek toplanıp imha edildi. Bu genişleme Amerika ve İsrail’e karşı olmayan vaazlar verilmeye başlandı. “Dinler ortası diyalog” süreci ile üretilen “ılımlı İslam” kavramı da bilgisayarın dini anlatımına faal oldu. Gülen, ABD ve AB’nin dayanağını almasıyla süratle ekonomik açıdan güçlendi. Başta beslenme propaganda aracı olan “Zaman” kuruldu. Akabinde eğitim eğitimi olan FEM, Anafen şeklinde dershaneler kuruldu. Bu bilgilerin yanı sıra devam ediyor, bilhassa Afrika ve Asya’da okullar açıldı ve Bank Asya faaliyete başladı. Örgüt bu ekonomik güç ile geniş toplumsal kısımlara ulaştı.