Umut Akyürek haftalar süren tedavinin akabinde kızı Melek Bal’ı paylaştı

Umut Akyürek, 2004 yılında kendisi üzere müzikçi Oktay Ertuğrul ile evlenmişti. Ünlü çift 2005 yılında da kızları Melek Bal’ı kucaklarına almıştı. 

HASTANEYE YATIRILMIŞTI

Umut Akyürek, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda kızından korktuğu için kendini odaya kilitlediğini açıklamıştı. Geçtiğimiz ay Melek Bal, unsur bağımlısı olduğunu ve ruhsal meseleler yaşadığı gerekçesiyle hastaneye yatırılmıştı.

Zor günleri geride bırakmaya çalışan Umut Akyürek tedavi gören kızı Melek Bal’ın son halini paylaştı.

Gayet sağlıklı görünen Melek Bal’ın tedaviye olumlu karşılık verdiği öğrenildi.

KIZINA KAVUŞTU

Akyürek paylaşımının altına, ‘Bugün çok değerli Aile ve Toplumsal Siyasetler Bakan Yardımcımız Sayın Sevim Sayım Madak hanımefendi ile Liman Ayık Ömür Derneği tesislerinde, evlatlarımız ve aileleri olarak bir ortaya geldik. İlgi ve samimiyetlerine şahsım, Selçuk Sanrı hocamız ve bütün bağımlı yavrularımız ve ailelerimiz ismine sonsuz teşekkürler ediyorum’ notunu düştü.

‘MELEK BAL YİNE DOĞŞMUŞ GİBİ’

Umut Akyürek ve eşi Oktay Ertuğrul katıldıkları bir davette, husus bağımlılığı ve ruhsal meseleler yaşadığı için hastaneye yatırılan kızı Melek Bal Ertuğrul’la ilgili konuşmuştu.

İkili, “Çok güzel, ilerleme kaydettik. STK’ların yardımıyla şu an yeterliyiz… Devletimizin bağımlılıkla çaba için çok fazla merkez açması gerekiyor. Gençlerin hayatta tutunabilmesi için özel tedavi merkezlere muhtaçlıkları var. Yavrumuz Allah’a şükürler olsun tekrar doğmuş gibi” demişti.

NE OLMUŞTU?

Umut Akyürek, kendisi üzere ses sanatçısı Oktay Ertuğrul ile 2004 yılında nikah masasına oturmuş, çift 2005 yılında kızları Melek Bal’ı kucaklamıştı.

Mutlu ailenin dramı kızları Melek Bal’ın unsur kullanmasıyla başladı.

Umut Akyürek, toplumsal medya hesabından takipçilerine seslenip yardım istedi. Ünlü müzikçinin yardım çığlığı karşılık buldu Melek Bal tedaviye alındı.

1.5 SENEDE 20 DEFA POLİS ÇAĞIRDIK

Yaşadıkları güçlü süreci anlatan Akyürek, ihtarlarda bulundu;

“Toplumun çok değerli bir yarası. Bunu binlerce aile yaşıyor. Benim kızım, hiperaktif ve dikkat eksikliği olan bir çocuktu. O devir tabipler ‘ilaç tedavisi görebilir’ dediler ancak biz küçük olduğu için ergenliğini bekledik.

Bizim kızımızın ergenliğe geçişiyle değişimler başladı. Davranışları değişti. 13. yaşından sonra üslubu, arkadaş etrafı değişti. Ondan sonra yalnız kalma isteği başladı.

Melek Bal maddeye okuldan bir arkadaşıyla ulaştı. O kızı tanıyoruz. Birlikte dışarı çıktılar, gezdiler vakitle olay farklı noktalara geldi.

Kendi içimizde bir tahlil arayışına girdik. 13 yaşında hastaneye yatırdık. Orada ilaç tedavisi yapıldı.

1.5 senede 20 kere polis, ambulans çağırdık. 18 yaşını geçtiği için çok fazla müdahale de edemedik.

‘HİPERAKTİF DEDİK’ YANLIŞ YAPTIK

Bizim yaptığımız yanlış şuydu; öğretmenler bizi uyardığı periyotta tedaviye başlamadık. 7 yaşındaydı, hiperaktifti ilaç alsın istemedik. ‘Çocuk, hiperaktif’ olur dedik.

1.5 yılda üç kere konut değiştirdik. Arkadaşları, etrafı değişsin istedik lakin kontaklarını engelleyemedik.

O unsurları ben de içsem tıpkı şeyleri yaparım. Onu yapan kızımız değil, ilacın tesiri. O haldeyken her şeyi yapabilirdi. Kendine de ziyan verebilirdi, diğerine da…

Kızım ‘iki saat’ diye konuttan çıkıp saatlerce gelmiyordu.

Yurt dışına yollamayı da kent değiştirmeyi de düşündük ancak hiçbiri bunun tahlili değil.

BU ÇOCUKLARI DENETİM ETMEK ZOR

Çok düşündük nerede yanılgı yaptığımızı, hala daha düşünüyoruz. Bu çocukları denetim etmek çok sıkıntı. Yalnızca biz değiliz bu durumda olan, polis çocuğu, vali yardımcısının birçok bir sürü çocuk var.

Gözümüzün önünde olsun diye iki sene kızımın arkadaşlarına konut sahipliği yaptık.

Şu an kızım ile konuşamıyorum, dinlemiyor. ‘Tamam’ deyip geçiştiriyor. Kızımız da unsura karşı uğraş etti ancak çok güç bir durum.

‘Beni çıkartın, kelam veriyorum yapmayacağım’ diyor. ‘Nereye isterseniz götürün beni’ diyor fakat tedavisi devam ediyor.

HER GİTTİĞİNDE BİREBİR DUYGUYU YAŞIYORUZ

Bir insan çocuğunu kaybeder, toprağa verir ya onu bir sefer verirsiniz fakat bu çocukların her meskenden gidişinde siz ölüyorsunuz geldiğinde de tekrar doğmuş üzere oluyorsunuz.

Çocuğunuz bu türlü bir şeye başlarsa anlıyorsunuz; Hareketleri, davranışları bakışı her şeyiyle belirli ediyor.”