Yaşam hakkı yaya geçidinde mi kayboluyor?
Hoş geldin, 2025! Yeni bir yıl, yeni umutlar ve yepyeni başlangıçlarla karşımızda. Hepimizin hayatında daha güzel günlere, sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yıl dilerim.
Yeni yılın bu ilk yazısında, sosyal medyada izlediğim ve hepimize önemli bir ders veren bir görüntüyle başlamak istiyorum.
İzlediğim bir video, Türkiye’nin yaya geçidi gerçeğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Hızla ilerleyen bir araç, geçit üzerindeki bir kadına çarparken, yardıma koşanlar ikinci bir aracın kurbanı oluyordu.
Velhasıl bu görüntü, trafik keşmekeşimizin ve yayaların her gün karşılaştığı hayati risklerin küçük ama çarpıcı bir özeti idi!
Dünyanın medeni ülkelerinde, yaya geçitleri kutsal bir alan gibi görülür. Yayaların önceliği hem bir trafik kuralı hem de insani bir gerekliliktir.
Ancak Türkiye’de bu kavramın uygulanışı, ne yazık ki, sadece kâğıt üzerinde kalıyor. 2023 Karayolu Trafik Kaza İstatistikleri, bu alandaki kara tabloyu net bir şekilde ortaya koyuyor.
Trafik kazalarında hayatını kaybedenlerin %22,2’si yayalardan oluşuyor. Dahası, kazaların %88,6’sında kusurlu taraf sürücülerken, yayaların payı %8,3.
Bu veriler, iki temel sorunu işaret ediyor: Sürücülerin yayalara saygı duymaması ve yayaların da zaman zaman kurallara uymaması.
Ancak, bir sorunun büyük kısmı sürücülerden kaynaklanıyorsa, çözümün odağı da sürücülere yönelik eğitim ve denetim olmalıdır. “Yaya Öncelikli Trafik” gibi kampanyalar iyi niyetli adımlar olsa da, etkisiz kalan uygulamalar gerçek bir dönüşüm yaratamıyor.
Sürücülerin yaya geçitlerinde hızlarını düşürmemesi, yayalara yol vermemesi ve dikkat dağıtan davranışlarda bulunması, kazaların başlıca sebepleri arasında. Üstelik denetimlerin zayıflığı, bu ihlallerin sürücüler için “cezasızlık” duygusu yaratmasına yol açıyor.
Diğer yandan, yayaların da kırmızı ışıkta geçmek ya da dikkatsiz hareketlerle kazalara sebebiyet verdiği durumlar az değil. Ancak burada kritik bir ayrım var: Bir kural ihlalinin sonucu, bir insanın hayatına mal oluyorsa, bu sorumluluk daha çok kimde olmalıdır?
Trafik kazalarının ve yaya geçidi ihlallerinin önünü almak için çözüm odaklı bir yaklaşım gereklidir. Bu noktada hem sürücüler hem de yayalar için trafik bilincini artıracak kampanyalar elzemdir.
Öyle ki, Teknolojik Denetimler ile kamera sistemleri ve sensör teknolojileriyle ihlaller daha etkin bir şekilde tespit edilebilir. Trafik kurallarını ihlal edenlere uygulanan cezalar daha caydırıcı olmalıdır. Toplumda empatiyi geliştirecek, farkındalık yaratacak kamu spotları ve yayınlar artırılmalıdır.
Trafik, yalnızca yolların değil, toplumsal bilincin ve empati duygusunun da kesişim noktasıdır. Daha güvenli bir trafik düzeni için hem bireylerin sorumluluk alması hem de denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gereklidir. Her birey bir başkasının yaşam hakkını taşıyor.
Unutmayalım ki, yaya geçitleri sadece yolun karşısına geçmek için değil, yaşam hakkına saygının sınandığı yerlerdir.
Yaşama hakkı, trafikte başlar.
- Yaşam hakkı yaya geçidinde mi kayboluyor? - 9 Ocak 2025
- Atatürk ve Cumhuriyet’e CHP eliyle Fındıklı’da saygısızlık! - 30 Aralık 2024
- Geçmişi karalayarak geleceği inşa edebilir miyiz? - 3 Aralık 2024
- Atatürk’ü saygı ve özlemle anarken - 11 Kasım 2024
- Bahçeli’den terör sorununu bitirecek kararlılık mı? - 31 Ekim 2024
- Zafer Bayramı’nda Atatürk’ü anmak toplumsal bir görevdir - 27 Ağustos 2024
- Karadeniz’in yeşilinden çiftçinin sabır sınavına - 21 Ağustos 2024
- Hükümetin belirlediği fındık fiyatları yeterli mi? - 9 Ağustos 2024
- ABD 2024 Başkanlık Seçimleri: yeni bir dönemin eşiğinde - 26 Temmuz 2024
- Giresun’da trafik sorununun çözümü, Çevre Yolu ve Dal-Çık projesinden geçmektedir - 6 Temmuz 2024