DEM Parti’nin üçüncü İmralı ziyaretine onay: Yarın 17’de kapsamlı açıklama yapılacak

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, üçüncü sefer İmralı Adası’na gitmek için Adalet Bakanlığı’na müracaat yapıldığını açıklamıştı.

Bakanlık tarafından onay verildiği ve ziyaretin yarın gerçekleşeceği bildirildi.

Görüşmenin akabinde Öcalan’dan silah bırakma daveti gelmesi bekleniyor.

Çağrının manzaralı olmasının pek çok açıdan yeterli olacağını düşündüklerini tabir eden Doğan, “Öcalan’dan gelecek tarihî açıklamayı bekliyoruz. Yeni bir hayatın eşiğindeyiz.” demişti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise manzaralı bir açıklamanın uygun olmadığını söyledi. Tunç, şöyle konuştu:

“Daha evvel de açıkladığımız üzere mahkumların cezaevinde nasıl görüşecekleri, avukatlarıyla nasıl görüşecekleri, yakınlarıyla nasıl görüşecekleri mevzuatımızda belirli. Münasebetiyle mahkumun cezaevinden görüntü vasıtasıyla görüşmesiyle ilgili mevzuatımız buna uygun değil.” kullandı.

HEYETTE BU DEFA 7 KİŞİ YER ALACAK

DEM Parti’nin İmralı heyetinde daha önce DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan yer almıştı.

Bu kez heyette DEM Parti Eş Genel Liderleri Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan, DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve avukat Faik Özgür Erol’un yer alacağı öğrenildi.

İMRALI’DAN TARİHİ DAVET BEKLENİYOR

Heyetin ziyaretin akabinde yarın kapsamlı bir açıklama yapması bekleniyor.

DEM Parti, açıklamanın İmralı’da gerçekleşecek görüşme sonrası saat 17.00’da İstanbul’da yapılacağını bildirdi.

DEM Parti İmralı heyeti, Öcalan’ın davetinin manzaralı yapılmasını talep ediyor. Fakat Adalet Bakanlığı mevzuatı gerekçe göstererek imajlı davetin mümkün olmadığının altını çiziyor.

Edinilen bilgiye nazaran; Öcalan’ın bir sayfalık iletisinde örgütü feshettiğiyle birlikte “gelinen etapta silahlı çabanın bir manası kalmadığı ve bu periyodun bittiği” vurgusu da bulunacak.

SÜREÇ NASIL GELİŞTİ?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim 2024’te partisinin küme tohlantısırda “Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti küme toplantısında konuşsun. Terörün büsbütün bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın.” açıklamasında bulundu. Bu açıklama büyük yankı buldu ve sorunun tahlili konusundaki trafik hızlandı. Terör örgütü liderir Abdullah Öcalan’a konut mahpusu üzere kimi bahisler da bu tartışmalar sırasında ele alındı.

DEM heyeti, iki defa PKK elebaşısı Abdullah Öcalan ile görüştü.

BUGÜNE KADAR SORUN NASIL ELE ALINDI?

Daha evvel de sorunun tahlili konusunda kıymetli adımlar atıldı. “Çözüm süreci, açılım süreci, demokratik açılım yahut Kürt açılımı” ismi verilen görüşme süreci, uzun yıllardır süren terör problemini çözmek için AK Parti tarafından başlatıldı.

Sürecin koordinatörlerinden Beşir Atalay, tahlil sürecinin Recep Tayyip Erdoğan’ın 2005’teki Diyarbakır konuşmasıyla birinci işareti verilen meseleye yaklamış değişikliğinin ve 2009’da başlatılan Ulusal Birlik ve Kardeşlik Projesi ve demokratik açılımın devamı niteliğinde olduğunu belirtti.

21 Mart 2013’te, hükûmet ile Abdullah Öcalan ortasındaki görüşmelerden aylar sonra, Abdullah Öcalan’ın mektubu hem Türkçe hem de Kürtçe olarak Diyarbakır’da Nevruz aktiflikleri sırasında okundu. Öcalan mektupta terör örgütü PKK’ya “silahlı güçlerinin Türkiye topraklarından çekileceği ve silahlı gayrete son verildiğini” iletti. Örgüt, Öcalan’ın bu buyruklarına uyacağını ve Türkiye topraklarından çekileceğini açıkladı.

25 Nisan 2013’te, PKK bütün silahlı güçlerini Türkiye topraklarından Kuzey Irak’a çekeceğini de duyurdu.

4 Nisan’da hükûmet yedi bölge komitesinden oluşan ve misyonu tahlil sürecini halka anlatmak ve teşvik etmek olan Akil Beşerler Heyeti’ni açıkladı.

16 Temmuz 2014’te Resmî Gazete’de Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun yayımlanarak, silah bırakma hızlandırılmak istendi.

28 Şubat 2015’te Öcalan’ın PKK’ya silahsızlanma kongresi için yapacağı davetin üzerinde Kandil ve İmralı anlaştığı belirtildi.

Bu tarihten sonra, terör örgütünün farklı talepleri ve silahlı çatışmalar yaşanması üzerine süreç krize dönüştü ve bir müddet sonra da görüşmeler kesildi.