Ali Babacan: Suriye’yle ilgili her türlü diyalog çabası kıymetli
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Suriye’yle ilgili her türlü diyalog çabasını biz kıymetli görüyoruz. Ancak Sayın Esad’la görüşülecek de ne görüşülecek? Burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin öncelikleri olmalıdır. Bir; bizim hudut güvenliğimiz, sınır güvenliğimiz. İki; sığınmacı sorununun çözümü. Üç; Suriye’den kaynaklı terör eylemlerine karşı Türkiye’nin korunması, savunması” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye lideri Esad ile görüşme planı, TÜİK hakkındaki tartışmalar ve vergi zamları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Sayın Esed’e ‘Ya ülkeme gel ya da üçüncü bir ülkede bu görüşmeyi yapalım’ çağrımı iki hafta önce yaptım. Dargınlık, kırgınlık bitsin” açıklamasını değerlendiren Babacan şu ifadeleri kullandı:
“Dış politikada çok temel ilkeler vardır. Bunlardan bir tanesi sorunların barışçıl yollarla çözülme gayretidir. Bir başka önemli ilke, en zor şartlarda dahi diyalog kanallarını açık tutabilmektir. Savaşan ülkeler bile arka kanal diplomasisini mutlaka çalıştırmalıdır. Böyle baktığımızda Suriye’yle ilgili her türlü diyalog çabasını biz kıymetli görüyoruz. Ancak Sayın Esad’la görüşülecek de ne görüşülecek? Burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin öncelikleri olmalıdır. Bir; bizim hudut güvenliğimiz, sınır güvenliğimiz. İki; sığınmacı sorununun çözümü. Üç; Suriye’den kaynaklı terör eylemlerine karşı Türkiye’nin korunması, savunması. Bunlar bizim çok temel önceliklerimiz olmalıdır. Bunun hemen yanında kuşkusuz Suriye’de bir an önce iç barışın, huzurun sağlanması da yine bu görüşmelerin en önemli hedeflerinden birisi olmalıdır.”
“PEKİ BU NASIL YAPILACAK?”
“Peki bu nasıl yapılacak? Usul ne olmalı? Bir; mutlaka İran dahil bölge ülkeleri sürece katılmalıdır. Suriye’nin yarınlarıyla ilgili yapılacak her çalışmada bölgedeki ülkeler asla ihmal edilmemelidir. İki; Amerika ve Rusya gibi şu anda Rusya-Ukrayna savaşının tam iki karşıtı olan ülkenin yine bu süreçte nasıl yer alacağı, bu iki ülkenin Suriye meselesinde nasıl aynı noktada buluşturulacağı da çok önemli bir meseledir. Bunun yanında konuyla ilgili uluslararası kuruluşlar ve bölgesel kuruluşların da doğru zamanda sürece dahil edilmesi ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı, Suriye’nin içindeki tüm etnik ve mezhep temsilinin düzgün bir şekilde yönetimde yer aldığı ve aynı zamanda Suriye’nin doğal kaynaklarının da adil bir şekilde paylaşıldığı bir sistemin Suriye’de mutlaka hedeflenmesi gerekir.”
“TÜİK YÖNETİMİ DERHAL DEĞİŞMELİ”
Son dönemde yeniden tartışma konusu olan TÜİK hakkında Babacan şöyle konuştu:
“Yıllardır gündeme getiriyorum, özellikle Başkanlık Sistemi’ne geçildiğinden bu yana, damadın ekonominin başına getirilmesinden bu yana TÜİK güvenilirliğini kaybetmiş bir kurumdur. Sayın Şimşek’in göreve geldiği andan itibaren iyi niyetli gayretlerini görüyoruz, izliyoruz ancak TÜİK yönetimi derhal değiştirilmelidir. Bugünden tezi yok, derhal değiştirilmelidir. Bu yönetimle TÜİK güven sağlayamaz.
TÜİK mutlaka şeffaf bir kurum olmalıdır. Daha düne kadar açıklanan rakamları TÜİK birdenbire karar alıyor, ‘Ben artık açıklamıyorum’ diyor. Böyle bir keyfilik olmaz, kabul edilemez. Şeffaflıkla ancak güven sağlanır. Güven olmayınca da ekonomi olmaz. Güven olmayınca ekonomide başarılı sağlanmaz. Çünkü doğru hesaptan kaçmaz. Eğer doğruysan, hesap vermekten, şeffaflıktan kaçmamalısın.”