Çok çalışıyor, çoook!
Neme lazım, Allah’ı var.
Yiğidi öldüreceksiniz ama hakkını da vereceksiniz!
Çoğumuz farkında değiliz ama…
6 Temmuz 1997 tarihinde o sihirli koltuğa oturduğundan beri gecesini gündüzüne katarak çalışıyor.
Hani ünlü şairimiz Orhan Veli;
“Neler yapmadık bu vatan için;
Kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik!” demiş ya…
Aynen o hesap…
Çok çalışmaktan aşık olmaya fırsat bulamadı, garibim!
Bir kadın/kız için bir aşk şiiri yazamadı, kulaklarına ‘Seni seviyorum!’ la başlayan sevgi sözcükleri fısıldayamadı.
Aşk şarkıları terennüm edip, bir kez bile “Sarı saçlar, yeşil gözler/Adın bahar olsun senin” diyemedi.
Evlenip, sıcak bir yuva kuramadı, çoluk-çocuğa karışamadı, kucağına alıp şefkatle saçlarını okşayamadı..
Ceketi, kravatı fora edip tatil beldelerinde gönlünce eğlenemedi, piknik yapamadı, denize giremedi.
Tribünlerde yerini alıp, Milli Takımın ve çok sevdiği Beşiktaş’ın/Karagümrük’ün bir tek maçını bile izleyemedi.
Konserlere, tiyatrolara, panellere gidemedi, sanat galerilerini gezemedi.
Türkçü geçinmesine rağmen, Arabesk müziğe meylederek hep Ferdi dinledi ama bir türlü “Fadime’nin düğününde” halay çekemedi.
Koltuk sahipsiz, vatan öksüz, bebeler püskevitsiz kalmasın diye Edirne’den dışarıya adımını atamadı.
Bir ilkbahar sabahı güneşle uyanıp, çılgın gibi koşarak kırlara uzanamadı.
Peki ne yaptı?
Seçimlerin ne zaman yapılacağına…
Yasaların ve Anayasa ‘nın hangi maddelerinin değiştirilmesi gerektiğine hep o ayar verdi!
Yeri geldi;
“İki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, balda tuz bulunmaz, suda ateş yanmaz, RTE’den Cumhurbaşkanı olmaz.” diyerek yeri göğü inletti.
Yeri geldi, “2023’deki Cumhurbaşkanı adayımız o muhterem zat, RTE” diyerek, 180 derece çark etti.
Bugün de ilerlemiş yaşına rağmen, enerjisinden bir şey kaybetmeden çok çalışmaya devam ediyor, Allah nazarlardan saklasın!
Hatta öyle ki, zat-ı alilerine 24 saat bile yetmiyor.
(Yakında günlük saat diliminin 25’e çıkarılması için bir öneride bulunursa, şaşırmayın!)
Bu nedenle fırsat bulup Ankara’nın, hatta Balgat’ın bile dışına çıkamıyor, garibim!
Şu sözleri hangi babayiğit söyleyebilir, bir düşünsenize!
“AYM kapatılmalıdır!”
“HDP kapatılmalıdır!”
“CHP’nin Türkiye’nin geleceğinde olması artık imkansızdır!” (Yani kapatılmalıdır!)
“Ekrem İmamoğlu görevden affını istemelidir!”
“Haddini bil haysiyet sahibi ol, Davutoğlu!”
“Sulu gözlü siyasetçi (Bülent Arınç) sana soruyorum; siyasete devam etmek için CHP’de yer mi yapıyorsun?”
Yeri geldi, AKP’nin Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a da ayar çekti.
Yeri geldi; “Afrin’e gider, taşıdığım bu canı seve seve feda ederim” dedi. Dedi ama çok çalışmaktan fırsat bulup gidemedi!
Yeri geldi; “Erken seçim, meçim yok, seçim 2023’de vaktinde yapılacak!” deyip, kestirip attı.
Yeri geldi, “Kemal Kılıçdaroğlu elektrik faturasını ödemezse derhal elektriği kesilmelidir!” diye gürledi.
Yeri geldi; “Ahmet Türk, yaşlı ve hasta, affedilmelidir!” diyerek, ne kadar yufka yürekli olduğunu gösterdi.
Tüm yaşamı evi, TBMM ve Balgat üçgeni arasına geçen garibim…
Bu defa da İmralı diye tutturdu!
Bence gitmesinde hiç sakınca yok.
Hatta sağlığı için de çok faydalı olur.
Ne demiş atalarımız:
“Tebdil-i mekanda ferahlık vardır!”
Hele bir de o buğulu sesiyle;
“Biz İmralı’da heeerrr geceee…” diye başlayan bir de şarkı tutturdu mu…
Değmeyin keyfine!
Neme lazım, çok çalışıyor çoookkk…
Vatan ve dahi Kürt halkı ona minnettardır!
Allah akıl-fikir ve şifa versin, eksikliğini göstermesin.
Amin!
- Çok çalışıyor, çoook! - 25 Kasım 2025
- Bir ziyaretin anatomisi ve sürümden kazanma üzerine - 30 Eylül 2025
- Holstein cinsi Hollanda inekleri ve CHP! - 31 Temmuz 2025
- Sayın Cumhuriyet Savcıları, lütfen göreve! - 9 Temmuz 2025
- Çifte standardın adı: AKP’liler yaparsa mübah… “Leman” yaparsa günah! - 3 Temmuz 2025
- “Sevr Antlaşması” ve PKK’nın karın ağrısı “Lozan Antlaşması” gerçeği! - 15 Mayıs 2025
- Ya Devlet başa, ya Kuzgun leşe! - 14 Mayıs 2025
- KADIN MI, DEDİNİZ? - 17 Nisan 2025
- Mençe guyem tamburam çe guyed/zened! - 10 Nisan 2025
- İmamoğlu Hasan Ali Yücel’den Ekrem İmamoğlu’na… - 24 Mart 2025
