Deniz Berktay’la Kuzeyden Notlar: Savaş tekrar şiddetleniyor
Pek çok kişi “Ukrayna’da savaş ne zaman bitecek” diye soruyor. Oysa benim de burada defalarca yazdığım ve uluslararası ilişkileri yakından takip edenlerin de bildiği üzere Rusya’yla Ukrayna arasındaki savaşın ne zaman biteceği sorusunun yanıtını Ukrayna’da değil, Batı ülkelerinin (özellikle de ABD’nin) başkentinde aramak gerekiyor.
Ukrayna bu savaş sırasında hemen her alanda Batı’ya bağımlı hale geldi. Batılı ülkeler de bazen Ukrayna yönetiminin Rusya’ya karşı savunma savaşına destek verdi. Kimi zamansa savaş vesilesiyle Rusya’yı zayıflatmak isteyen Batılı ülkeler Ukrayna yönetiminin uzlaşmasına imkân vermeden savaşın sürmesini sağladı. Bunun dışında Ukrayna’daki Batı yanlısı çevrelerin Rusya’yla bir anlaşma ihtimali karşısında isyan etmemesinin tek yolu, ABD’nin buna onay verdiğini görmeleri. Yoksa hükümet, Batı’dan onay almadan müzakereye yanaşacak olursa bu çevreler hükümeti teslimiyetçilikle suçlayacak. Bunun da örneklerini yakın yıllarda gördük.
İşte bu nedenle Ukrayna yönetiminin Rusya’ya karşı tavrı, ABD’deki başkanlık seçimlerinin akıbetiyle de yakından ilişkili. Bu sebeple son 10 günde Ukrayna yöentiminin söylemlerinde önemli değişikliklerin olduğunu görüyoruz. Zira 10 gün kadar önce Demokratların adayı olan Biden’ın karşısında Trump’ın seçimleri kazanacağına kesin gözüyle bakılıyordu ve Ukrayna yönetimi savaşı kısa sürede bitireceğini söyleyen Trump’ın yükselişine bakarak daha ılımlı söylemler benimsemiş, Kırım konusunu gündemden düşürmüştü. Oysa geçen hafta Biden’ın adaylıktan çekilip yerini Kamala Harris’e bırakması, Putin’e karşı mücadelenin sürmesini isteyenlere yeniden umut verdi (Ukrayna basınında bunu çok net görebiliyoruz). Bu nedenle Ukrayna yönetimine yakın çevreler, 2014’ten beri Ruslar’ın işgalinde bulunan Kırım’ın geri alınması konusunu tekrar gündeme getirdi. İktidara yakın çevreler, Ukrayna’da “Her ne kadar yeterli askere sahip olmasa da Ukrayna ihalarının Kırım’ı bombalayarak bu boşluğu doldurduğunu ve bu saldırıların, Kırım’ın kurtarılmasının ilk adımı olduğunu” söylemeye başladı. Rusya’nın Kırım’ı işgalini haksız eylem olarak gören, fakat Kırım’ın Ruslar açısından taşıdığı önemi de bilen biri olarak ben bunları dinlerken “Acaba” demeden duramıyorum.
İşte bu ortamda, geçen hafta Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, dört günlük bir Çin gezisine çıkarak Çinli meslektaşı Vang Yi’yle görüştü. Önceden yazdığımız üzere Çin, bu savaşta kendisine özgü bir politika yürütüyor. Avrupa’da kendi nüfuz alanlarını kurmak isteyen Çin açısından ne Rusya’nın galibiyeti ne de Ukrayna’ya destek veren ABD’nin galibiyeti arzu edilen durumlar değil. Öte yandan Çin’in Rusya ekonomisine destek olması ve Ukrayna’nın ABD’yle büsbütün yakınlaşması iki ülke ilişkilerini bozmuştu. Herşeye karşın Ukrayna, Batı’nın desteğini yetersiz gördüğü için Çin’i kendi politikasına ikna etmeye çalıştı. Sonuç alamamış olacak ki Ukraynalı bakan, “Çin, kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor” dedi. Türkiye konusunda da bazı Ukraynalı bürokratların, yorumcuların düşüncesi farklı değil. Duyan da Biden’ın her gece “Bugün Ukrayna için ne yaptım?” dediğini sanacak.
Böylelikle savaş tekrar kızışmaya başladı. ABD’de kasım ayındaki seçimlere kadar bölgede tansiyon giderek yükselecek. Sonra ne olacak, bunu ABD seçimlerine bakarak göreceğiz.
[email protected]