Enerji Bakanlığı’ndan ‘Akkuyu Nükleer Santrali’ açıklaması

Bakanlık açıklamasında, Akkuyu NGS’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin bugüne kadar tek kalemde yapılan en büyük yatırımı olduğu ifade edildi.

Akkuyu NGS’nin her biri 1200 megavat kapasiteli 4 reaktörün tam kapasite devreye girmesiyle Türkiye’nin toplam elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu tek başına karşılayacağı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“21 Temmuz’da dördüncü ve son reaktörünün temeli atılan Akkuyu NGS’nin ilk reaktörü, Cumhuriyetimizin 100. yılında devreye girecektir. Türkiye’nin en büyük projesinin hedeflere uygun bir şekilde ilerlemesi için sahada binlerce çalışan büyük bir emek sarf etmektedir. Temel amacımız, uluslararası standartları referans alarak, Nükleer Düzenleme Kurumunun denetim ve onaylarıyla ilk reaktörü projenin takvimine uygun bir şekilde, 2023’te devreye almaktır.”

Santralin “yap-işlet” modeliyle inşa edildiği anımsatılarak, yüksek güvenlik standartlarıyla hayata geçirilen santralin, Türkiye’de yerli ve milli nükleer enerji endüstrisinin oluşması için önemli bir birikim sağladığı vurgulandı.

Bugüne kadar 317 öğrencinin nükleer enerji eğitimi için Rusya’ya gönderildiğine değinilen açıklamada, 263 mühendisin eğitimlerini tamamlayarak, Akkuyu NGS’de işbaşı yaptığı, 54 öğrencinin ise Rusya’da eğitimlerine devam ettiği belirtildi.

İnşa ve işletmede ihtiyaç duyulan malzeme, ekipman ve hizmetlerin yerli tedarikinin yaklaşık 6 milyar dolarlık bir iş hacmi oluşturduğu bildirilen açıklamada, bu durumun nükleer enerji ve beraberinde onu destekleyen alt sektörlerin de yerli teknoloji ve üretim kapasitelerinin gelişmesine önemli katkı sağlayacağı aktarıldı.

Akkuyu NGS ve yüklenici Titan 2-IC İçtaş konsorsiyumu arasında ihtilafların yaşandığının kamuoyuna yansıdığı belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Bu süreçte Bakanlığımız tarafların arasındaki ihtilafın çözümü için gerekli girişimlerde bulunmuştur. Önceliğimiz, projenin başından bu yana inşaat sahasında hizmet veren bütün yüklenicilerin ve çalışanların aleyhine bir mağduriyet oluşmaması ve projenin zamanında devreye alınmasıdır. Daha önce olduğu gibi, yine bu çerçevede girişimlerimiz sorunların çözümü için devam etmektedir. Taraflara da böyle bir projede daha sağduyulu ve yapıcı bir görev düştüğünü bir kez daha hatırlatmak isteriz.”