Erkan Baş’tan ‘yenidoğan’ tepkisi: Namussuzlarının ağababaları deprem zamanında da çadır satıyorlardı

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, İstanbul’un Sultangazi ilçesinde bugün pazar ve esnaf ziyareti yaptı, ardından da TİP Sultangazi İlçe Örgütü’nde düzenlenen Halk Buluşması’na katıldı.

Burada bir araya gelen partililere seslenen Baş, “Bu iktidar döneminde 30 binden fazla işçi, iş kazası nedeniyle cinayetlerde hayatını kaybetti. Bunların yüzde 98’i sendikasız. Anayasal bir hak olan sendikanın olmadığı iş yerlerinde işçi hayatlarını harcıyorlar. Niye, patronlar daha fazla para kazansın diye. Niye, zenginler daha zengin olsun diye”yi kullandı.

“VİCDANI OLAN KİMSENİN YENİDOĞAN ÇETESİNDEN BAŞKA BİR ŞEY KONUŞMAMASI LAZIM”

Baş, “yenidoğan çetesi” ile ilgili olarak şunları söyledi:

“VİCDAN SAHİBİ HİÇBİR YURTTAŞIN SUSMAMASI LAZIM”

Geçen seçimden önce gittiğim her yerde ben ne anlattım? ‘Bir ülkeyi düşünün’ dedim. O ülkelerde Sağlık Bakanlığı, özel hastane patronu. Yani Sağlık Bakanı, ‘Ben bu kadar insanı nasıl hasta ederim de hastaneden daha çok para kazanırım’ diye düşünen bir adam. Biz bunları tartışmadık mı? Ben bunu talep etmek istiyorum. Şerefsizliğin çoğu olur mu? Alçaklığın azı çoğu olur mu? İsimsizliğin çoğu olur mu? Sen insanlar hasta olarak bunun üstünden para kazanmaya çalışan bir iktidarsın. Senin açtığın günün protestosu vicdansızlar, el kadar bebekleri yenidoğan ünitesine yatırarak, orada yoğun bakıma alarak o çocuklar üzerinden para kazanıyor. Şimdi bunlar da resmen vicdana gelmişler. Onu mahkemelerde yargılayacaklarmış. İnanmıyoruz. Biz bunların mahkemelerine inanmıyoruz. Biz onların adaletine inanmıyoruz. Bunların adaleti yüzünden bu ülke bu hâle geldi zaten. Buradan bütün yurttaşlara sesleniyorum; biz bu vicdansızlığın karşısında sustuğumuz anda onu şeylerimizi seçeriz. O çocukların ses çıkarabilecek durumu yok. O çocuklar konuşamıyor. O çocukların doğdukları anda güvenleri için, doktora güvenleri için, aileleri el kadar bebeklerinin başına artık bir şey gelmesin diye neleri var neleri yoksa teslim ettikleri için alçaklar tarafından onlar sadece ve sadece para kazanmak için öldürülmüşken bu ülkelerde vicdan sahibi hiçbir yurttaşın susmaması gerekir.

“EL KADAR BEBEĞE BUNU YAPAN BİZE NELER YAPMAZ”

Açız, zavallıyız. Açlığa, zayıflığa bile gerekirse direniriz. Bugünler mutlaka geçer. Bu haramilerin iktidarını mutlaka indiririz ve tekrar hak ettiğimizi kazanırız ama vicdanımızı alırsek, ama tercih ettiğimiz şeyleri seçersek, ama geleceğimizi tercih etmezsek hiçbir şeyimiz olmaz. Bugün, bizim her şeyi bir kenara bırakmamız ve daha bir günlük, üç günlük bebeden kazanmak için onun hayatını yok sayan; çocukların, annelerin, babaların hayatlarını karartan o şerefsizlere karşı hep birlikte sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. Susmamamız, beklemememiz lazım. Bu sistem, insan sadece para olarak görüyor, bizi sömürebilecek bir canlı olarak görüyor, bizi insan olarak görmüyor. Biz bozulmaları için geldiğimiz, para kazandırdığımız için nefes alıp vermemize izin veriyorlar. Eğer bizim sırtımızdan para kazanmaksalar emin olun, hepimizi öldürecek. El kadar bebeğe bunu yapan bize neler yapmaz? Pazarda geleceğin şey şuydu. Onu da paylaşmak istiyorum. Büyük bir karamsarlık, büyük bir öfke, büyük bir umutsuzluk var. Sakın, onların istediği zaten bizi yalnız ve çaresiz bırakmaktır. İçeriğinde istenilen şey umutsuzluk ve çaresizlikten vazgeçilir. Bunların arasında istediğiniz şey bizi karamsarlığa kapılıp evimize çekilmemizi sağlamak. Unutmayın. Bugün el kadar bebeleri katlederek para kazanan namussuzlarının ağababaları deprem zamanında da çadır satıyorlardı. İnsanlar soğuktan donarak hayatlarını çatlakken depremde onlara yardım etmek için çalışması gerekenler, ‘Ben bu insanların sırtından nasıl para kazanırım’ diye çadır şeytan alçaklardır, namussuzlardır.”