‘Suriye’de Irak’tan ziyade Somali görüntüsü var’
Suriyeli gazeteci Sarkis Kassargian’a göre Suriye’de kurulan kabine teknokrat değil. Kabinenin tamamen HTŞ’ye bağlı olduğunu vurgulayan Kassargian, Suriye’de Irak modelinden ziyade Somali benzeri bir otorite boşluğu olabileceği konusunda uyarılarda bulundu.

Suriye’de Geçici Hükümetin ilk Devlet Başkanı Ahmet eş-Şara, ilk kabinesini açıkladı. Kabinede 23 bakan yer alırken, sadece tek bir kadın bakanın yer alması dikkat çekti.
Ahmet eş-Şera’nın kabinesinde, özellikle savunma, içişleri, dışişleri vb. kritik bakanlıklarda, El-Nusra cephesinden beri devam eden ve HTŞ’de de önemli pozisyonlarda bulunmuş bakanların atanması dikkat çekti.
Kabinede bir Hristiyan, bir Dürzi, bir Kürt ve bir Alevi bakan yer alırken, azınlıkları temsil eden gruplar bu bakanların kendilerini temsil etmediğine dair açıklamalar yayınladı.
Diğer yandan HTŞ ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında Halep’in Eşrefiye ve Şeyh Maksud semtleri için anlaşma sağlandı. YPG ve YPJ örgütlerine bağlı yaklaşık 6 bin militan, füzeleri, roketleri ve diğer ağır silahları dahil olmak üzere Eşrefiye ve Şeyh Maksud’dan çekildi.
SDG’ye bağlı asayiş birimleri mahallede kaldı ve Suriye içişleri bakanlığı bünyesinde, ancak kendi yapılarını koruyarak faaliyetlerini sürdüreceklerini belirtti.
Öte yandan İsrail, Türkiye’nin askeri üs kurabileceği iddia edilen Humus’taki T4 ve Palmira’daki hava üslerini vurdu. İsrail ordu radyosu, bu saldırıların “Türkiye’ye bir mesaj olduğunu” söyledi.
Suriye’nin yeni geçici hükümetini, Şam ve SDG arasındaki Halep Eşrefiye-Şeyh Maksud anlaşmasını, İsrail’in Suriye’deki hamlelerini ve Türkiye’ye yönelik mesajlarını, Suriyeli gazeteci Sarkis Kassargian ile konuştuk.
‘Bakanlar HTŞ’ye bağlı. Eş-Şera, kuvvetler ayrılığını bitirdi’
Suriye’de kurulan geçici hükümetin tamamen HTŞ’ye bağlı olduğunu ve “teknokrat kabine” söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Sarkis Kassargian, özellikle hiçbir azınlığın temsil edilmediğini de sözlerine ekledi. Ahmet eş-Şera’nın parlamento onayı sürecini de kaldırdığını hatırlatan Kassargian, kuvvetler ayrılığının sona erdiğini dile getirdi:
“Öncelikle hükümetten bahsedelim. Suriye hükümeti mart ayında açıklanmalıydı ama sapma oldu ve nisan ayında açıklandı. 23 bakanlık var. Genel olarak çoğu ya doğrudan HTŞ unsurları ya da HTŞ ile senelerce yol yürüyen kişiler. Hükümeti bir teknokrat hükümet olarak açıkladılar ama pek de teknokrata benzemiyor. Çünkü yaklaşık 13 bakan doğrudan HTŞ’li. Bu bakanlar, en önemli bakanlıklarda. Savunma, içişleri, adalet, dışişleri, enerji gibi bakanlıklar HTŞ’de. Elektrik ve petrol bakanlığını birleştirip enerji bakanlığını kurdular. Bunlar, tümüyle HTŞ unsurları. Hatta bir kısmı El-Nusra cephesinden başlayıp HTŞ’de devam eden bakanlar. Diğerleri de bundan önce ister İdlib’te, ister HTŞ kontrol alanlarında HTŞ ile işbirliği yapmış kişiler. Mesela bir kısmı önceki bakanlardan veya İdlib’teki sorumlu kişilerden oluşuyor kabine. Teknokrat denildiğinde en normal kural, her bakanın kendi alanında akademik uzmanlık ve tecrübe birikimi sahibi olması gerekiyor. Ama adalet bakanı şeriat mezunu. Bir de İdlib Üniversitesi’nden mezun. Hem şeriatçı, hem de İdlib Üniversitesi’ni sadece HTŞ ve Türkiye tanıyor. O diplomanın kabul edildiği başka bir yer yok. Birçok bakan bu şekilde.
Ama en önemlisi kalan birkaç bakanın uzmanlık sahibi olması sebebiyle ‘teknokrat bakanlık kuruldu’ propagandası yapılıyor. 23 bakandan sadece biri kadın, o da Hristiyan bir kadın. Bir Hristiyan, bir Dürzi, bir Kürt bir de Alevi var. Yani 23 bakandan dört tanesi azınlıktan. ‘Azınlıklar da temsil edildi’ diyorlar. Bu da tutmuyor. Neden tutmuyor? Kürt bakanın, Kürtleri temsil etmesi için genel olarak Kürt ağırlıklı tarafların o bakanın temsiliyetini kabul etmesi gerekiyor. Özerk yönetim olsun, Türkiye’nin de koruduğu Ulusal Kürt Meclisi olsun; bunların hepsi ‘Bu bakanı tanımıyoruz bile’ dedi. Dürziler de aynı şeyi dedi. Aleviler’den çok büyük tepki var çünkü ulaştırma bakanı Alevi fakat Aleviler, kendi köyleri arasında seyahat edemediklerini söylüyor. Bu yüzden tepki var. Hristiyanlar da o kadını ‘HTŞ’li Hristiyan’ olarak görüyor. Hristiyanlar da kabineye destek vermedi. Göstermelik yani Batı’ya propaganda malzemesi vermek için kurulan bir hükümet olduğunu düşünüyorum. İçeride hiçbir tutarlılığı olmayacak. Hiçbir bakanlığın geleceği temsil edeceğine, umutları yeşerteceğine inanan kimse yok. Bazı bakanları ben kendim tanıyorum. Mesela ekonomi bakanı, 2010-2011’e kadar Esad’ın eski bakanı. Ulaştırma bakanı da aynı. Bu ikisi Esad döneminden. İşlerinde uzman kişiler. Ama şöyle düşünün: Bir hükümet kuruluyor. Önemli bakanlıklar HTŞ’nin elinde. Zaten kabineyi kuran da Ahmet eş-Şera. Parlamento onayı da istenmiyor yeni anayasaya göre.
Eş-Şera sorumluluk da taşımıyor parlamento önünde. Zaten parlamentonun da üçte biri doğrudan eş-Şera tarafından tayin edildi. Kalan üçte ikisi de eş-Şera’nın komisyonu tarafından atanıyor. Yani tamamen eş-Şera’nın belirlediği bir parlamento. Cumhurbaşkanlığı konusunda Suriye’ye, Türkiye’ye çok benzeyen bir sistem geldi. Körfez’e benzetilebilir ama Körfez ülkeleri arasında da fark var. Kuveyt’te mesela parlamento var. Kral hükümeti tayin ediyor ama parlamentodan onay alması gerekiyor. Suriye’de eş-Şera hem kendisi Cumhurbaşkanı, hem silahlı kuvvetlerin en üst komutanı. Aynı zamanda Yargı Üst Meclisi başkanı ve yargı atamalarını yapıyor. Parlamentonun üçte birini doğrudan atıyor, kalan üçte ikisini dolaylı atıyor. Aynı zamanda kabine başkanı. Yani hem yürütme, hem yasama hem de yargının en başında eş-Şera var. Bu da zaten güçler ayrımının tamamen kaldırıldığı anlamına geliyor. Her şey eş-Şera’da bitiyor.”
‘Suriye’de Irak’tan ziyade Somali görüntüsü var’
Suriye’de yaşanan gelişmelerin Irak modeli yerine Somali modeli ile sonuçlanabileceği uyarısında bulunan Kassargian, birçok bölgede HTŞ’nin tam kontrol sahibi olamadığını ifade etti:
‘Bu anlaşma, gelecekte Şam ile SDG arasında yapılacak daha büyük bir anlaşmanın provası’
Şam ve SDG arasındaki anlaşma sonucunda Halep’teki YPG’lilerin bölgeyi terk ettiğini belirten Kassargian, diğer yandan bölgedeki güvenliği SDG’ye bağlı asayiş birimlerinin sağlayacağının altını çizdi. Sarkis Kassargian’a göre bu anlaşma, gelecekte yapılacak daha kapsamlı bir anlaşmanın provası:
‘İsrail, Türkiye ile doğrudan çatışmaya girmek istemiyor’
İsrail’in Suriye’deki saldırılarının Türkiye’ye bir mesaj olarak lanse edildiğini aktaran Kassargian, diğer yandan İsrail’in Türkiye ile doğruda çatışmaya girmek istemediğini vurguladı: