Tahıl koridoru merkezi açıldı, olası riskler neler?
İstanbul’da geçen hafta imzalanan tahıl koridoru anlaşması ile oluşturulan Müşterek Koordinasyon Merkezi bugün görevine başlarken, dünyadaki gıda …
İstanbul’da geçen hafta imzalanan tahıl koridoru anlaşması ile oluşturulan Müşterek Koordinasyon Merkezi bugün görevine başlarken, dünyadaki gıda krizinin hafifletilmesi için önemli görülen anlaşmanın bazı olası riskler barındırdığına ve Türkiye’nin denge politikasını zorlayabileceğine dikkat çekiliyor.
Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerinin yer alacağı Müşterek Koordinasyon Merkezi bugün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da katılımıyla düzenlenen törenle açıldı.
Akar törende yaptığı konuşmada, merkezin görevinin Ukrayna’dan ihraç edilecek tahıl ve benzeri gıda ürünlerinin Odessa, Çernomorsk ve Yuzni limanlarından emniyetle nakliyatını sağlamak olduğunu belirterek, girişime dahil olacak ticari gemilerin kaydının ve takibinin merkezde yapılacağını, gemilerin intikalinin teknik olarak takip edileceğini kaydetti.
İstanbul’da Milli Savunma Üniversitesi içerisinde yer alacak olan merkezde, Türkiye ile birlikte Rusya, Ukrayna ve BM’den hem asker hem sivil 5’er temsilci yer alacak. Akar’ın verdiği bilgiye göre sahada ise herhangi bir askeri unsur bulunmayacak.
Ukrayna’daki üç limandan çıkan tahıl yüklü gemilerin tüm hareketlerini yakından izleyecek olan merkez Karadeniz’de oluşturulan koridoru kullanan bu ticari gemilerin denetimini de yapacak.
Gemilerin denetiminin nasıl olacağı ile ilgili de bilgi veren Akar, “Ukrayna limanlarındaki yükleme ile Türkiye’deki limanlara varışta uygun görülecek mevkilerde, müşterek denetim timleri tarafından gemilerin kontrolleri yapılacaktır. Mayın temizleme ihtiyacı olursa taraflarca mutabık kalınacak şekilde planlama yapılacaktır. Ancak şu aşamada bir ihtiyaç bulunmamaktadır” diye konuştu.
Bu kapsamda Ukrayna’daki depolarda bulunan yaklaşık 25 milyon ton tahılın kısa sürede sevk edilmesi bekleniyor. Akar, hali hazırda Ukrayna limanlarından çıkacak ilk tahıl yüklü gemilerin hazırlık ve planlamasına devam edilmekte olduğunu da bildirdi.
Her ne kadar ismine tahıl koridoru anlaşması denilse de anlaşma ile Ukrayna’nın tahıl, ayçiçek ve ayçiçek yağı ihracatının da önü açılırken, benzer bir şekilde Rusya’nın bazı ürünlerinin ihracı da mümkün olabilecek.
Taraflar ateşkese daha mı yakın?
Gerek BM gerekse birçok ülke tahıl koridoru anlaşmasının özellikle gıda krizinin hafifletilmesi için olumlu bir adım olduğunu düşünürken, diğer taraftan kalıcı bir ateşkese imkan sağlayabileceği yönündeki Türkiye’nin temennisi ise çok gerçekçi görülmüyor.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Bloomberg’e verdiği demeçte tahıl anlaşması için “Bu, eğer sürdürülebilir olursa ve devam ederse, sadece Rusya ve Ukrayna değil, diğer ülkeler tarafından da desteklenirse, bundan sonra yeni ateşkes, esir mübadelesi ve barış anlaşmalarının zeminini hazırlayacak bir güven ortamı da inşa edebilir” demişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da bugün TV100’de yaptığı açıklamada benzer bir şekilde bu krizin çözülmesini başarmaları durumunda ateşkes için de önemli bir adım atmış olunacağını söyleyerek, “Plan işlemezse çok sıkıntı olur. Çünkü tahılının yüzde yüzünü bu iki ülkeden alanlar var. İşlemesi her iki tarafın da yararına. İşlerse belki de taraflarına ateşkes için bir araya gelme ihtimali artar” diye konuştu.
Emekli Büyükelçi Arslan Hakan Okçal ise çoğu gözlemci gibi tarafların şu anda ateşkese uzak olduğunu düşünen isimlerden. Okçal’a göre tarafların ateşkese uzak olmalarının en büyük nedeni birbirlerine güvenmemeleri. Tahıl koridoru için iki ayrı anlaşma imzaladıklarını ve Ukrayna’nın aynı masaya dahi oturmak istemediğini hatırlatan Okçal, imza törenine kalkınma bakanını gönderen Ukrayna’nın bu anlaşmayı teknik/ekonomik gördüğü, askeri ve siyasi bir anlam taşımadığı mesajını verdiğini belirtiyor.
“Bunun üzerinden bir barış anlaşması inşa etmek mümkün değil. Şu anda bunun için çok erken” diyen Okçal, BM’nin ateşkes beklentilerinin de düşük olduğuna işaret ediyor.
Bu arada tahıl koridoru anlaşmasının ömrünün çok da uzun sürmeyebileceğine dair endişeler de var. Anlaşma için 120 gün yani dört aylık bir süre belirlenmiş ve iki taraf da iptal etmediği sürece devam edilebileceği hususu eklenmişti.
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Güvenç, Ukrayna’nın sonbahar aylarında karşı bir taarruz başlatmasıyla savaşın daha da kızışmasının söz konusu olabileceği ve bu durumda tahıl anlaşmasını sürdürmenin zorlaşabileceği uyarısında bulunarak, erken aşamada ise iki tarafın da kazancı olacağı için bir “yol kazası” olmasını muhtemel görmüyor.
Türkiye’nin “denge politikası” tehlikeye girer mi?
Savaşın başından beri iki ülke arasında bir çeşit denge yürütmeye çalışan Ankara’nın bu politikası tahıl koridoru anlaşması ile birlikte ekstra risk altına girmiş de olabilir.
Rusya anlaşmanın üzerinden 24 saat geçmeden Odessa Limanı’ndaki tesislere füze saldırısı düzenlemişti. Savunma Bakanı Akar yaptığı açıklamada Rus yetkililer ile konuşulduğunu ve saldırıyı onların yapmadığının söylendiğini belirtirken, Ruslar dört saat sonra saldırıyı sahiplenmişti.
“Bu role hevesli olmak, Rusya’yı Rusya’dan da fazla sakınır olmak bazen Türkiye’yi açıkta bırakıyor” diyen Güvenç, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Türkiye bir çeşit garantörlüğünü üstlendiği mekanizmanın, iyi niyetine güvendiği bir tarafça ihlal edilmesi durumunda güç durumda kalır. Ankara bunu Karadeniz’deki iki ülke arasında yaşanan bölgesel bir krizmiş gibi davranıyor. Buna gerçekten inanıyor mu yoksa istediği denge politikasının bir parçası mı emin değilim ama bence Türkiye küresel dönüşümü ıskalıyor.”
Büyükelçi Okçal’a göre Rusya geçen hafta sonu düzenlediği saldırının ardından Ankara’dan yapılan açıklamanın talihsiz olduğunu söyleyerek,
Okçal, anlaşma ile ilgili asıl risk noktasının anlaşmadaki belirsizlikler olduğunu belirterek, anlaşmanın hızlı bir şekilde kaleme alınmış olabileceğini ve bu nedenle ayrıntılarda sorun çıkabileceğini söylüyor. BM’nin metne taraf olarak değil sadece gözlemci olarak imza attığını anımsatan Okçal, şunları kaydediyor:
“İki anlaşmanın altında da Türkiye’nin imzası var. Türkiye’ye burada bir ön alıcı sorumluluk yüklenmiş. Bazı belirsizlikler var ve bunların hepsi bir risk faktörü. Her ufak ayrıntıda yeni bir kriz çıkabilir ve Türkiye taraf tutmak zorunda kalabilir.”
Soçi ziyaretinin gündeminde ne var?
Tahıl koridoru ile ilgili anlaşmanın uygulamaya başlanmasının hemen ardından ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 5 Ağustos’ta Soçi’ye gitmesi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelmesi bekleniyor.
Edinilen bilgilere göre çalışma ziyareti kapsamındaki bu temaslarda tahıl koridoru anlaşmasıyla ilgili detayların ve beklentilerin yanı sıra, iki ülkeyi ilgilendiren diğer konular de ele alınacak.
Bu konuların başında da Türkiye’nin Suriye’ye düzenlemek istediği operasyon bulunuyor.