TÜİK enflasyonda bir şey çevirmiyor
TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya, enflasyonla ilgili kuruma yapılan eleştirileri yanıtladı. “Şirket kârları ve fahiş fiyatlar enflasyonu yükseltiyor” diyen Çetinkaya, haziran enflasyonunun düşük kalmasının nedenlerinden birinin kamu zamlarının ertelenmesi olduğunu vurguladı. Çetinkaya, “Aylık enflasyon 600 binin üzerinde fiyatın derlenmesiyle hesaplanıyor. Ortalama toplulaştırılmış fiyatlar alınıyor. TÜİK enflasyonda bir şey çevirmiyor” diye konuştu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Erhan Çetinkaya, kurumun kapılarını gazetecilere açtı. Enflasyonla ilgili soruları yanıtlayan Çetinkaya, son günlerde gündeme gelen fiyat listesi haberleriyle ilgili de konuştu. Şirket kârları ve fahiş fiyatların enflasyonu yükselttiğini belirten Çetinkaya, “TÜİK enflasyonda bir şey çevirmiyor” dedi. Çetinkaya haziran enflasyonunun düşük kalmasının nedenlerinden birinin kamu zamlarının bir kısmının temmuza kalması olduğunu da belirtti.
Bir grup gazeteciyle bir araya gelen Çetinkaya, aylık enflasyonun 600 binin üzerinde fiyatın derlenmesiyle hesaplandığını söyledi. Bir süre önce madde fiyatlarını yayınlamayı bırakmalarıyla ilgili eleştirilere yanıt veren Çetinkaya, “Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülke yapmıyor. Mesela yumurta diye bir madde var. Yumurta dediğinizde toplulaştırılmış bir şeyden bahsediyorsunuz. Organik yumurta da var, gezen yumurta da. 30’luk yumurtanın fiyatı 2 lira. Ortalama toplulaştırılmış fiyatlara bakıldığında yumurta için 2.57 lira gayet mantıklı bir fiyat. Olay bir süre sonra teknik hesaplamalardan çıkıp algı yönetimine giriyor. Biz ise hiçbir mana ifade etmeyen fiyatları kaldırdığımız için dayak yedik, hâlâ da yiyoruz” diye konuştu.
BİZİ IMF’YE ŞİKÂYET ETTİLER
Çetinkaya, dünyada enflasyon nasıl hesaplanıyorsa Türkiye’de de öyle hesaplandığını belirterek, “TÜFE ve Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) arasında oluşan fark da sadece Türkiye’ye özgü değil” diye konuştu. Bu konuda TÜİK’in IMF’ye şikâyet edildiğini belirten Çetinkaya, “IMF masası geldi, baktılar, ne yapıyoruz ne yapmıyoruz diye. Komik şekilde şunu fark ettiler. Bütün ülkelerde ÜFE’nin, TÜFE’nin kat kat üzerinde olduğunu fark ettiler, teşekkür ettiler ve gittiler” ifadelerini kullandı.
75 İLE 45 ARASINDA BİR FARK YOK
Enflasyonun yüzde 75 olmasıyla yüzde 45 olması arasında bir fark olmadığını belirten Çetinkaya, “Fiyatlar artıyor. 100 TL olan ürünün fiyatı bir yıl sonra 175 veya 145 TL olacak arasında can yakıcılığı açısından bir fark yok. Psikolojik olabilir belki. TÜİK Başkanı ve bir vatandaş olarak da söylüyorum, matematiksel bir gerçeklik” değerlendirmesini yaptı.
NEDENLERDEN BİRİ ŞİRKET KÂRLARI
Türkiye’de enflasyonun nedenleri arasında şirket kârları ve fahiş fiyatları gösteren Çetinkaya, özetle şunları söyledi:
“Enflasyonun bir nedeni var. Şirket kârlarının fiyatlar üzerinde çok ciddi bir belirleyiciliği olduğu yönünde çalışmalar var. Bu çalışmalara göre Türkiye’deki şirketler enflasyonist ortamı gerekçe göstererek çok daha yüksek kârlar elde ediyor. Biz de sahada gözlemliyoruz. Özellikle pandemi sonrası için geçerli bir durum. AB’deki çalışmalarda yüzde 45’lere varan oranlar var. Bizde de Ensar Yılmaz hocamızın çalışmaları var bu konuda.”
GÜNÜ DEĞİŞTİRMEYİ DÜŞÜNDÜK AMA
Türkiye’de yıllardır devam eden enflasyonun her ayın 3’ünde açıklanması uygulamasını da eleştiren Çetinkaya, bu tarihin neden belirlendiğinin sorgulanması gerektiğini söyledi. Çetinkaya, “Bu tarihi değiştirmeyi düşündünüz mü” sorusuna da “Düşündük ama ‘TÜİK makyaj yapmak için daha fazla zaman ister’ derler diye kendimizi geri çektik” yanıtını verdi.
ZAMLAR ERTELENDİĞİ İÇİN
Haziran ayında beklentilerin altında gelen enflasyonla ilgili de konuşan Çetinkaya, “Niye 1.64 çıktı enflasyon? Kamu zamlarının bir kısmı temmuza kaldı. Bu temmuz enflasyonunu etkileyecek. Bence gerekçelerden biri bu. Haziran ayı 20, 30, 40 yıllık verilere baktığınız zaman en düşük enflasyona sahip” ifadelerini kullandı.
ENAG’IN METODOLOJİSİ FARKLI
Çetinkaya her ay en enflasyon verisi açıklayan ENAG’la ilgili de konuştu. Bir araştırmanın Türkiye genelini temsil edebilmesi için uygun örnekleme yöntemlerinin kullanılması gerektiğinin altını çizen Çetinkaya, şunları kaydetti:
“TÜİK ve ENAG verileri arasındaki farkı, kira fiyatları hesaplamalarında görebiliriz. TÜİK tarafından takip edilen kira fiyatları için diğer tüm mal ve hizmet fiyatlarında olduğu gibi sabit tanım ve kalitede seçilmiş olan 5 binin üzerinde konutun aylık kira değeri izlenmektedir. ENAG, her ay tüm kiracılar yeni bir eve taşınıyormuşçasına hesaplama yapıyor, internet üzerinden her ay gözlemlediği artışları yanlış şekilde üst üste ekleyerek şişirilmiş bir zam hesabı yapıyor.”