Internet Gazete ATAK Ajans Internet Yayıncılık LLC kuruluşudur - 6 Mayıs 2025, Salı
$ DOLAR → Alış: 38,50 / Satış: 38,65
€ EURO → Alış: 43,60 / Satış: 43,78

Fındıkta Aynı Film: Üreticiye Tuzak, İhracatta Kayıp

Abdulkadir EROĞLU
Abdulkadir EROĞLU
  • 20.04.2025
  • 140 kez okundu

Ekonomi yazımıza bir sonraki hafta devam edeceğiz. Bu hafta, gündemimizi Karadeniz’in kaderini belirleyen ürüne, fındığa ve TMO’nun uygulamalarına çevirelim.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) bu sezon fındığı 125 TL’den sattı ve halen de satışlarını sürdürüyor. Üreticiyi perişan eden, fiyatları adeta dibe çeken bu uygulamayı devlet kendi eliyle hayata geçirdi. Oysa fiyatların düşmesi sadece üreticiyi değil, ülkenin döviz gelirini de vuracak. Fındık, Türkiye’nin en değerli tarım ihracat ürünlerinden biri. Fiyatların düşük tutulması ihracat gelirlerini de aynı oranda aşağı çekecektir.

Öte yandan her sene tanıdık bir sahneyle karşı karşıyayız: Daha fındık doğmadan, henüz bahçelerde daldan fındık bile göstermemişken, “Uluslararası Sert Kabuklu Meyveler Konseyi” (INC) rekolte açıklıyor. 2024-2025 sezonu için dünya genelinde fındık rekoltesi 1 milyon 349 bin 200 ton olarak öngörülüyor. Bunun 785 bin tonunun Türkiye’den geleceği söyleniyor. Bu da Türkiye’nin dünya üretimindeki payının %58 olduğunu gösteriyor. Ancak geçen sezona göre 25 bin tonluk bir düşüş var. Sebep olarak da Karadeniz’deki kötü hava koşulları, kahverengi kokarca zararlısı ve verim kayıpları gösteriliyor.

Veriler şunlar:

  • Dünya genelinde tahmini rekolte: 1.349.200 ton
  • Türkiye’nin tahmini üretimi: 785.000 ton
  • TMO alım fiyatları:
  • Levant kalite: 130 TL/kg
  • Giresun kalite: 132 TL/kg
  • Serbest piyasa fiyatı: 130 TL civarında

Bu rakamlar dışarıdan bakıldığında olumlu gibi görünse de, gerçek sahada bambaşka. Daha fındık doğmamışken nasıl rekolte hesaplanıyor? Nerelerde sayım yapıldı? Sayım yapanlar kim? Bahçelere giden kimse yokken nasıl bu rakamlara ulaşılıyor? Açıktır ki bu rekolte açıklamaları, fiyatları düşük tutmak için kurgulanmış politik bir araç.

Peki, başka kim fındık rekoltesi hesaplıyor? Fiskobirlik, Üniversiteler, ziraat odaları, il tarım müdürlükleri? Bu kurumların sesi soluğu çıkmıyor. Ziraat odaları sadece aidat mı toplar? Giresun’daki üniversitenin asli görevi fındık üzerine bilimsel veri üretmek olmalı ama ne yazık ki bu kurumlar da üreticinin yanında değil.

Daha geçtiğimiz 10-11 Nisan’da yaşanan don olayları bile bu hesaplamalara dahil edilmedi. Her sene aynı senaryo, aynı ezber. TMO da bu oyunun bir parçası olarak piyasa fiyatlarını aşağı çekmek için devreye giriyor. Ne iktidardan ne muhalefetten tek bir ses çıkmıyor. İktidar zaten fındığa karşı, Meclis’te dahi “hayır” oyu verdiler. Muhalefet ise ortada yok. Oysa Karadeniz’in, Giresun’un, Ordu’nun en büyük meselesi fındık!

Fiskobirlik Nerededir?

TMO sahada aktifken, üreticinin bir zamanlar kendi örgütü olan Fiskobirlik ise neredeyse yok hükmünde. Oysa Fiskobirlik, fındık üreticisinin elindeki en önemli kooperatifti. Piyasayı dengeleme gücü vardı. Bugün ise öz kaynaklarını yitirmiş, alım gücü zayıflamış, sahadaki etkisini kaybetmiş durumda. Bu elbette tesadüf değil. Fiskobirlik’in etkisizleşmesi özel sektörün, çok uluslu alıcıların ve devletin işine geldi. Çünkü güçlü bir Fiskobirlik demek, taban fiyatın üretici lehine şekillenmesi demekti.

Fiskobirlik’in yeniden güçlendirilmesi, sadece bir kooperatif meselesi değil, üreticinin kaderiyle ilgilidir. Üreticiler birleşmeden, örgütlü durmadan bu sistemin değişmesi mümkün değildir. Bugün yapılması gereken şey, Fiskobirlik’in hem mali olarak hem de yapısal olarak desteklenmesi ve yeniden üreticinin örgütlü sesi haline getirilmesidir.

Fındık üreticisi kaderine terk edilmiş durumdadır. Oysa devletin görevi üreticinin alın terini korumaktır. Bir ürün daha tarlada yeşermeden fiyatı ve kaderi masa başında belirleniyorsa, orada adalet yoktur. Üreticiyi yaşatmadan ne tarım olur, ne ekonomi. Bu coğrafyada fındık, sadece bir ürün değil, bir geçim kaynağı, bir kültür, bir yaşam biçimidir. Bu gerçeği göremeyen bir tarım politikası ne kadar teknik olursa olsun, insani değildir. Artık fındık üreticisinin sesi daha gür çıkmalı; zira bu sessizlik en çok da susanlara zarar veriyor.

Üretici birlikleri artık susmamalı, bölgesel rekolte tespitlerini kendileri yapmalı, üniversitelerle işbirliği içinde şeffaf ve bilimsel veri üretmelidir. Ziraat odaları sadece aidat tahsil eden kurumlar değil, üreticinin hakkını savunan yapılar olmalıdır. Siyasiler, özellikle muhalefet temsilcileri, artık somut önerilerle sahaya inmeli, fındığın ve üreticinin sesi olmalıdır. Fiskobirlik yeniden canlandırılmalı, üreticinin fiyat mücadelesindeki yegâne kalesi haline getirilmelidir.

Unutmayalım: Fındık, Karadeniz’in alın teridir. Fındığı korumak, bu ülkenin geleceğini korumaktır.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ